Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Kûlîlk xânîm

Kûlîlk xânîm
@rrengin
50 okur puanı
Temmuz 2021 tarihinde katıldı
Biraz kendimden
Ben kahve içersem yanında asla su içme kahve tadını gitmesini istemiyorum çünkü elma yersen o elmayı hepsini yerim Hani elmayı ortasını bırakıyorlar ya işte ben onu yapmam hepsini yerim kitap okurken bir sayfasını paylaşırım ben yarım şeyleri sevmiyorum bir işe başlarsam onu bitirmek istiyorum hepsini Ama ne yazık ki bazı şeylerin sonu gelmiyor bazı şeyler yarıda kalıyor kalmak zorunda
Reklam
( Yaşlı Rind, hiç de kolay olmayan bir çabalamdan sonra aramızdaki görünmez duvarları yıktım. Evet o o duvarı yıktım ben ve kör gözlerinin arkasındaki duygu dolu dalgaları gördüm.o zaman rahatladım. çok iyi anlayamıyordum,ama senden, rinderlerden,rindlikten,senin davranışlarından ve rindlerin âdet ve töresinden anlayabildiğim şeyler şunlardı: Arzu, Sevinç,cana yakınlık, Merhamet, keyif ve yaşam sevinci... bunu anladığımda merakım geçti biraz.merak...merakı sevmiyordun pek.Sen yalnızca görmeyen gözlerinle hissetmek ve sessizce oturmak istiyordun hissetmek ve hiç merak etmeden sessizce oturmak...insan kendini insanlarda bulunan bazı şeylerden hislerinden kurtarmalı"diyordun. Ama söylemem gerekir ki kendimi bu şeylerden kurtaramıyordum. Kendime İtiraf etmeliyim; merak ettim, Çok merak ettim merak kıvılcımları çaktı beynimde.ve senin kim olduğunu anladığımda derin bir soluk aldım rahatladım.
-Serdar!.. beni hiç tanımadığını Söyleyemezsin. Hayır bu doğru değil.Bak kaç gündür birlikteyiz ve hep konuşuyoruz. bununla yetinmiyor musun? İnan ki Çoktandır hiç bu kadar konuşmamıştım. Ama öyle görünüyor ki başka şeyler umuyorsun. Evet kim olduğumu nereden geldiğimi öğrenmek istedin açık. bu merak manasız faydasız bir merak. boşuna böyle şeyleri merak ediyorsun. Hiç gerçekten de kim olduğumu, nereden geldiğimi hiç o kadar mühim değil.aynı şekilde senin kim olduğunu da nereden geldiğini de hiç mühim değil.Çoban da Öbürleri de insanız anlıyor musun İnsanız biz yaşamak için dünyaya geldiğimiz gelmiyor mu aklımıza. merak Hiç kurtulmadığımız merak bunu unutuyor bize. Merak kuşku,huzursuzluk, vesvese, endişe, koşuşturmalı hayat ve Binlerce, yüzbinlerce kıssa ve kelime işte bizi esir alan şeyler!yazık ki, binlerce kes yazık ki insanlar bu esareti abul ediyorlar İyi de bunun neticesi ne neler oluyor Has Erdal sana soruyorum bunun neticesi ne oluyor korku öfke düşmanlık keder ve yorgunluk insan insanlık yorgun düşüyor bunlardan... İnsanlık yoruluyor...

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
(Yaşlı Rind) seni dinliyorum sesin serin bir rüzgar gibi kulaklarımın etrafında dans ediyordu.uykusuz bir gecenin sefağındaydım sanki. ve ...Evet suni Deryanın,yalancı dünyanın kısa ve sözcüklerini anlamak istiyordum. şimdi, sana söylemem gerekir ki, seni Yazdığımdan masamın üstündeki lambanın etrafında uçuşan sözcükleri uzaklaştırıyorum kendimden Neden mi?sözcüklerin o suni,yalancı deryasında boğulmamak için Tabii ki.Yine de lambanın etrafında uçuşup duran, ya da uzaklaştırmadığım az sayıdaki sözcüğü de hürmetle seçiyorum. Ne yazık ki bu iş kolay değil. Seçtiğim sözcüklerin en gerekli, en iyi sözcükleri olup olmadıklarını bilmiyorum
Oysa erbane kadının özgürlük çığılığıyd, Duymayanlar utansın...
Mehmed Uzun
Mehmed Uzun
Reklam
O güzel kavalı ilk kez elime alıyordum. Gerçekten de çok güzeldi. onu Yavaş yavaş ağzıma götürüp üflemek istedim. ama ses çıkmadı birkaç kez kuvvetle üfledim. ama olmuyordu, ses çıkaramıyordu. Boğazım parmaklarım, dudaklarım umarsızca kımıldıyordu. kaval benden daha inatçıydı. kavalı geri verdiğimde dedim ki: öyle görünüyor ki bu kaval büyülü! Hayır efendim, dedi büyülü değil. her kaval gibi bir kaval Bu da. ama ustalık gerektiren başka özellikleri var.insan onu iyi tanımalı, uğraşmalı onunla dikkatle incelemeli. zaten kavalın bütün belası, uğursuzluğa da budur! derin bir ustalık gerektirdiği için dostları da giderek azalıyor...
Eski şeyler, dedi, Evet, öyle görünüyor ki eski şeylerin önündeki set yıkıldı... Yok yok, kötü de değil bu.sonra bir süre güldü ve başını sallayarak sözünü ettiğin şey öyle kolay değil, dedi, O kadar çoklar ki birçok Ömür olabilir üstesinden gelebileceğini sanmıyorum. amacım öyle çok büyük geniş, derinlemesine bir iş değil, dedim.bunu zaten başaramam böyle bir yükün altında kalkamam. Istiyorum ki gücümün kuvvetimin yettiği kadarını yapayım insan ileriye tek bir adım bile atsa İyidir bu.şahsen bundan yeterince mutlu olacağım.
Yaşlının konuşması aklıma stranları, destanları getirdi Bu da orada bulunma nedenlerimden birisiydi. yaşlı'nın konuşması Her zamanki gibi ilgi çekiciydi. ama konuşmasını keserek: kusuruma bakma dedim. stran ve destandan söz ettiniz de... Ben de eski stranlar destanlar masallar derlemek istiyorum inanıyorum ki bu bizim için yeni nesilleri için asıl bir görevdir Eğer bana yardım edebilirseniz bu görevimi yerine getirmek istiyorum. Şaşırmıştı:
Yaşlı Rind, ne diyeyim artık? Söylediğin o şeyler kök iz, toprak, dil... o zaman onların farkında değildim anlamıyordum onları İnsan kendi kökünde izinde uzak düşmedikçe kökün İzin ne olduğunu anlayabilir mi? insan rengarenk topraklara, değişik topraklara ayak basmadan İnsanların neden kendi atalarının toprağına gömülmek istediklerini anlayabilir mi? sanki? mutluluk ve esenlik... ruhun mutluluk ve esenliğini taniyabilir mi? Açıktı ki bütün bunları tanımış yaşamiştın. senin bu incecik sesinde yayılan rahatlık da Bu tecrübelerden kaynaklanıyordu elbette.
Gurbet...yabancılık... Evet insan bir yabancı olmalı, Gurbet ülkesinde bir garip olmalı. ruh kendini yeni duygulara açmalı, onlara sığınmalı ve gurbeti, yabancılığı yaşamalı... yaşamalı.
Reklam
Bugün için bugünlerin yükü için çok yaşlıyım içinde olduğumuz günlerin yaşayamam ve şeylere olaylara kulak kesilmem Ben de destan ve stranlarımız gibi eksiyim düne aidim, bugüne değil bugünle hiçbir ilişkim yok gerçeği söylemeliyim:bu vana mutluluk da veriyor...çünkü dünya yıkıma doğru gidiyor...
Evet çaldığn kavalı dinlediğimde Bunlar geldi aklıma kavalın sesi orada bir şey daha anlamamı sağladı. Benden hiçbir şekilde uzaklaşmayan, ellerinden asla kurtulmadığım acıların, kederlerin nedeni de o kavallardı. Evet kalbime bir acı da saplamışlardı ne yazık ki kavalları elime almadim hiç, Ellerim gezinmedi üstlerinde dudaklarım onları öpmedi.aşiretle ilgili görevlerimi devredemiyordum.
Sonra. bir gün her zaman yanımda olan beni avutup mutlu kalan Eller birden bire kayboldular. Ellerin peşine düştüm ne kadar ararsam arayayım bulmayacaktım bir daha kaybolmuşlardı. bir süre sonra, başka bir çift el kavalların kavradığında O yaslı ellerin bir daha geri dönmeyeceklerini anladım. O zaman dünya karardı gözümde sersemlemiştim, şaşkınlık içindeydim. kalbimde kıvılcım ve alev yükseldikçe içim acı ve sancıyla çevrelendi. hiçbir şey anlayamiyordum. o kadar sevdiğim eller neden terk etmişlerdi beni?neden beni dertler içinde bir başıma bırakmışlardı.
Evet öyle bir dönemdi. O kara o sıkıca adam ki insanı, insanlığa Egemen olmak için milyonlarca insan öldürdü, bir bıçak gibi saplandı kalbimize. Kalbimiz hala o ölümcül bıçak yüzünden yaralıdır. bu bıçağı kalbimizden çıkarıp atacağımız yerde, bıçak kadar acıtmayan şeyleri kabulleniyoruz. Hem de ne şükürlerle.sözün orasında yorulmuştun Yaşlı Rind. Kahrolası bıçağı hatırlamıştın yine.
338 öğeden 286 ile 300 arasındakiler gösteriliyor.