Kırgınlık kimlik değiştirdi ve vazgeçiş oldu benim için. Unutmanın en ağırı unutamadan unutmaktır. Seni sonsuza kadar kaybetmek, kimlik değiştirdi ve unutmak oldu benim için.
Aramızda en çok kullandığımız kelime ayrılıktı. Ama ne zamandır ayrılık kelimesi bile bizim için anlamını çoktan kaybetmişti. Çünkü sözcüklerin anlamından daha çok terk etmiştik.
İstanbul'um, biricik sevgilim benim, gitmeliyim. Bırak o tek kanatlı martım, o deli aşkım, içimdeki o uslu, o yalnız çocuğun cebinde kalsın.
Şehrin üstüme kilitlediğin kapılarını aç da gideyim.
Kalbimin zincirlerini çöz de gideyim.
Bırak beni gideyim.
Oysa kutsallık hiç saf değildir sevgili;gücünü zayıfların kanından alır. Mükemmellik, kaybedeni çok, anlamsız ve haksız bir yarıştır. Saflığın içinde birçik günah gizlidir. Ben bu kutsal aşkın kan kaybeden zayıfıydım işte.
Yokluğun, elinin, kokunun, soluğunun değdiği her şeyi dünyanın en değerli hazinesi gibi saklayan, bu yarı deli, bu hayattan kopuk ruhum... Kapat gözlerini ve bana bak: Ben diye ne varsa gördüğün, işte o senin yokluğun....