Mustafa Kemal'in günlüğünden. Tarih: 16 Mart 1904.
Bir mektup… evet; birkaç satırlık bir kâğıt parçası… Fakat sevilen bir kalbin yansıması, taparcasına sevilen bir ruhun yüreğinden doğanların sahnesi olduğu için büyük önem taşır…
sağlığım yerindeyken, birkaç kere ister istemez yolum düştü camiye, ve kalbimi camideki diğer insanların kalpleriyle birleştirmeye çalıştım, fakat gözlerim duvarlardaki çinilerde, nakışlardaydı, onlara bakarak tatlı hayallere daldım ve elimde olmadan, böylece bir kaçış yolu buldum kendime. dua sırasında gözlerimi yumdum, ellerimi yüzüme kapattım, bir gece yarattım kendime, bu gecenin karanlığında, bir rüyada gibi sorumsuz, kendi duamı okudum. fakat sözcükleri huşu içinde söylenmedi bu duanın. çünkü ben tanrıyla, yüce varlıkla değil; sevdiğim ve tanıdığım biriyle konuşmaktan hoşlanıyordum! çünkü benim çok yükseğimdeydi tanrı. sıcak, nemli yatağımda yatarken bütün bu sorunlar önemini kaybediyordu. tanrı gerçekten var mı, yoksa kutsal imtiyazlarının korunmasını gözeten bu yeryüzü güçleri tarafından, vatandaşlarını daha da rahat sömürebilmek için, kendi tasarılarına göre mi yaratılmıştır; yeryüzünün gökyüzüne bir yansıması mıdır; bu gibi şeyleri artık umursamıyor, ben yalnız sabaha çıkıp çıkmayacağımı bilmek istiyordum. ölümün karşısında mezhebin, imanın, itikadın ne kadar gevşek ve çocukça olduğunu hissediyordum. sağlığı yerinde ve mutlu olanlar için, eğlencelik şeylerdi bunlar. ölümün ve çektiklerimin korkunç gerçeği karşısında, kıyamet günü üzerine, ruhun ahiretteki mükafatları üzerine bana telkin ettiği şeyler, tatsız bir aldatmaca oluyordu. bana öğrettikleri dualar, ölüm karşısında etkisizdiler.
Sadık Hidayet
Sadık Hidayet
Reklam
Ruhun yüze yansıması gerçeğini, sana bakınca anlamıştım. Ruhun yüzün gibi berraktı,yüzünde merhametin izi..
Genel Kültür, İdealizm, Materyalizm…
_Evrimsel Psikoloji_ _Beynimiz evrimleşiyor. Artık, mağara adamları gibi kadınların başına vurup saçlarından sürüklemek yerine kulaklarına güzel saçmalıklar, boş şeyler fısıldıyoruz. Çağ’a uyum sağlayamayan medeniyetsizler ise doğal seçilimle elenmeye başlıyor. _Evrimsel psikoloji, insanın sinir sisteminin doğurduğu davranışların evrimsel
Sevgili kardelen; Dünya’nın neresindesin, hangi zaman diliminde yaşadın, rengin, dilin, dinin nedir bilmiyorum. Belki yüzyıllar önce yaşadın, kim bilir belki de yüzyıllar sonra yaşayacaksın. Şimdi beş yaşında hatta yüz yaşında olabilirsin. Beni tanıyacak mısın, tanıdın mı bilemiyorum! Gerçi önemli de değil! Bu yazıt sana olan duygularımın. Ete-kemiğe bürünmüş sancılı doğumudur. Özgürlük bakışlı mavi gözlerin belki de gökyüzünü gözlerinde izlediğim içindir, güneş saçların çöl kumunun yansıması, beyaz tenin karlı dağlarda yaşadığın içindir, hiç umurumda değil. Uzun saçların kayalara vuran şelale, ellerin kadim ağacın kökleridir. Ne zaman kök saldı ruhun toprağıma, ne zaman usulca parçaladı bedenimi bilmiyorum. Kılcal damarların çoktan bedenimi sardı, lavlar taşıyor ruhuma. Seni neden mi sevdim; bana beni anımsattığın için, seni neden mi sevdim; bana bıraktığın tohumu sancılı ama duygulu bir şekilde yaşama aktardığım için. Seni neden mi sevdim, kendime güvenmemi sağladığın için, yalnız ve karanlık gecelerimde kendimi doğurabilecek yürekliliği göstermeme; elindeki mum ışığı ile yardımcı olduğun için. Seni; kendimi sevme yürekliliği gösterdiğim için sevdim. Seni: elimde makas ve iğneyle gölge dikerken, aslında kendimi biçip-şekillendirdiğimi öğrendiğim için sevdim. Şu anda bu yazıyı okuyor olabilirsin, sana sonsuz teşekkürler. (Göçebe ruhlar-roman-Arka kapak)
Bir ruhun çektiği acının diğer ruhlarda yansıması da acı olmalıydı. Sevinç, hoşnutluk, umursamazlık yanda başka herhangi bir duygu değil. Azı ya da çoğuyla acı...
Reklam
56 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.