Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

R

R
@rukyildiz
Kendime notlar
Öğrenci
Lisans/PDR
Çorum
43 okur puanı
Ocak 2018 tarihinde katıldı
Görüldüğü gibi ahlak pek çok görünüme sahiptir. Ahlakın bir görev boyutu vardır, ki biz kural ve disiplin konusu üzerinde yeterince durduk. Ahlak aynı zamanda iyi olanla ilişkili bir şeydir çünkü insan eylemine güzel bir amaç kazandırmakta ve bu konuda insanın arzu ve iradesini kendine çekebilmeyi başarabilmektedir. Düzenli, ölçülü, sınırlandırılmış bir yaşam arzusu ve kendine hâkimiyet, özveride bulunma, kendini bir ülküye adama ve kendini kurban etme, bir anlamda ahlaki enerjinin etkin ve yayılmacı enerjisiyle hiç zorlanmadan uzlaşmıştır. Ancak bu her şeyden önce rasyonel bir ahlaktır.
Reklam
Ahlaklı bir şekilde davranabilmek için disiplinli olmak ve bir gruba bağlanmış olmak yeterli değildir. Kurala uyar, kolektif bir ideal uğruna çabalarken bilinçli olmak durumundayız. Neden bu şekilde davrandığımız konusunda tamamen bilinçli olmak zorundayız. Zira özerk bir şekilde davranmamızı sağlayan şey bu bilinçtir.
Vicdanımızın sesi toplumun bizdeki yansımasıdır.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Bu güçlerin gerçek ya da düşsel olup olmamasının bir önemi yoktur. Önemli olan zihinlerde bu şekilde yer etmeleridir. Inananlar için büyücü bir otoriteye sahiptir. Otoritenin ahlaki bir boyuta sahip olmasının nedeni budur çünkü gücü şeyler değil beyinler üretir.
Öyleyse ahlakı toplum üretir ve toplumsal yapı bu ahlakı kusursuz bir şekilde yansıtır. Kendimize karşı yerine getirmemiz gereken görevlerin neler olduğunu bile bize toplum söyler. Toplum bize belli bir ideal dayatır çünkü bu dayatma hayati bir öneme sahiptir. Çünkü toplum ancak tüm bireyleri arasında yeterli bir benzerlik varsa, bir başka deyişle tüm bireylerin değişik düzeylerde aynı idealin temel özelliklerini yansıtmasıyla ayakta kalabilir ki, bunun adı kolektif idealden başka bir şey olamaz. İşte bu yüzden tüm ahlaki alanlar tip ve ülkelere göre değişiklik gösterebilirler.
Reklam
Eğer ahlak toplum için varsa, toplum da onu yaratmak için vardır.
Sayfa 113
İnsanın ahlaki bir varlık olabilmesi için kendi dışında, çevresinde bulunan varlıklara bağlanması ve düzeyi ne kadar basit olursa olsun bu toplumla bir dayanışma içinde olması gerekmektedir. İşte bu yüzden ahlaki eğitimin ilk görevi çocuğu en yakınında bulunan grup olan aileden başlayarak içinde yaşadığı topluluğa bağlamaktır. Genel olarak ahlakın toplumsal yaşamın başladığı yerde başladığını söyleyebiliriz ancak insanın bağlı olduğu her toplum aynı ahlaki değerlere sahip olmadığı için değişik ahlak anlayışlarının varlığından söz etmek gerekmektedir.
Egoist bir yaşantı insan doğasına aykırıdır. Egoist insan kendi varlık nedenini kendinde bulabilen ve kendi kendine yeten biri gibi yaşamaktadır. Oysa böyle bir şey mümkün değildir zira böyle bir sınırlandırma çelişkiye yol açmaktadır. Bizi dünyaya bağlayan bağlardan ne kadar kopmaya çalışırsak çalışalım bunu başarabilmemiz mümkün değildir. İçinde yaşadığımız çevreden etkileniriz, bu çevre içimize işler ve kişiliğimize yansır. Sonuç olarak içimizde bizden başka bir şey vardır ve bizi ayakta tutan da bu şeydir.
Sayfa 98
Toplum onu oluşturan bireylerden farklı, kendine özgü düşünme, hissetme ve davranma biçimine sahip psişik bir varlıktır.
Sayfa 92
Bizler toplumsal varlıklara benzeyebildiğimiz ölçüde ahlaki varlıklar olabiliriz.
Reklam
Ahlaki eylemin kişisel amaçları olamaz. Ancak ahlaki eylemin kişisel olmayan amaçları bir ya da birçok insanın çıkarına da olamaz. Bu durumda ahlaki amaçların bireyler dışında bir şeyleri amaçladığını söyleyebiliriz. Bu amaçlar bireyler-üstü amaçlardır. Oysa bireyleri dışladığımızda geriye bireylerden oluşan gruplar yani toplumdan başka bir şey kalmamaktadır. Öyleyse ahlaki amaçların hedefi toplumdur. Ahlaklı bir şekilde davranmak demek kolektif çıkarlar adına davranmak demektir.
Sayfa 85
Bu durumda kural ve özgürlük birbirini dışlayan iki karşıt terim olmak yerine, birinci olmadan ikincinin olamayacağını ve kurala artık uysal bir şekilde boyun eğilmemesi gerektiğini, sevilmeyi de hak ettiğini söyleyeceğiz.
Gelişmemiş toplumlardaki toplumsal örgütlenme basit olduğundan, ahlak da değişmeyen bir özelliğe sahiptir.
Sayfa 78
Var olan her şey gibi insanın da belli sınırların ötesine geçebilmesi olanaksızdır. İnsan da bütünün bir parçasıdır. Öyleyse kendi doğasına karşı çıkmadan herhangi bir parçayı belirleyen sınırları aşabilmesi söz konusu değildir.
Sayfa 77
214 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.