Yaşamda zaman zaman aldanmış olmaktan utanmamalısınız hatta diyebilirim ki insanlara ve olaylara başlangıçta iyimserlikle yanaşmayı engelleyen eleştirici, kuşkulu bakışların henüz kişiliğinizin bir parçası olmaması büyük bir şans.
Sayfa 187
...onu dinleyen, acısını hissedip kaygısını içtenlikle paylaşan ya da hiç değilse onu anlamaya çalışan birinin ne kadar önemli olduğunu anlamalısınız.
Sayfa 185
Yarım kalan yaşantılar daha beter.
...dünyada bir şeyi yarım söylemek ya da yarım bırakmak kadar kötü bir şey yoktur.
Sayfa 131
...hassas ya da aşırı hassas olan tüm insanlar gibi o da kendisine bakılması konusunda son derece alıngandı.
Sayfa 94
Gençliğin anlamı her öğrenilenden coşku duyup yeni keşiflere doyamamasıdır.
Sayfa 76
...başka birinin acı çektiğini hissetmenin o kişinin acısına bir faydası olmayacağını biliyordum.
Sayfa 61
Hiç ama hiçbir şey gerçeği değiştirmez, para kişileri tahrik eder, yolsuzluğa sürükler. Maalesef, maalesef ki gerçek bu!
Sert insanların birden yumuşaması ne yazık hiç iyiye işaret değildir, hatta birden hoşgörülü bir insana dönüşmeleri hiç hoşuma gitmez.
Öfke insanda yalnızca kötümser değil aynı zamanda eleştirici bir kişilik oluşturuyordu.
Tabii insan mutlu olunca zamanı unutuyordu.
Başkalarının acılarını paylaşmamın yalnızca beni heyecanlandıran bir güç olmakla kalmayıp benim dışımdakiler üzerinde de olumlu bir etki yaptığını saptamak bende büyük bir değişime yol açmıştı.
Gençliğin anlamı her öğrenilenden coşku duyup yeni keşiflere doyamamasıdır.
Uzun süreli bir acı yalnızca hastayı değil, ötekilerinin acıma duygularını da yoruyordu, yoğun duygular sonsuza dek süremezdi.