Ey Müminler! Rabbinize karşı gelmekten sakının. Bu dünyada iyi işler yapanlar, mutlaka iyilik bulurlar. Allah'ın yarattığı yeryüzü geniştir. Yalnız sabredenlere mükafatları hesapsız ödenecektir!
Çeşmin gibi bahtım dahî hep kâre, ne çâre,
Şekva geliyor ahlarım yâre, ne çâre.
Deryâ-yı sabr ile tekabül dahî etsem,
Ummân-ı metanet, bulamaz çâre, ne çâre
“Birdir Allah!” demesen, ruh bulamaz sabr u sükun.
Bereketsiz geçer eyyam,daralır kalb ü derun
Çiğnetip hakkı, yarın korkusuna;
Kul olursun kula, düştükçe hayat kaygusuna…
Aşkını terk eylemez kalbim perîşân olsa da,
Yüz çevirmez mahvolup râhında vîrân olsa da.
Firkate sabr ü tahammül âşıka mümkün değil,
Can dayanmaz âteş-i hicrana, bir an olsa da.
Gözlerim görmek diler, dâim seni, her lâhzada,
Yoluna canlar verip aşkınla kurbân olsa da.
Nevhayât bahş eyleyen ümmîd-i istikbâlime,
Vuslatın nakdinesi, sermâye-i can olsa da.
Bulmadım sensiz cihanın zevkini bir şeyde ben,
Neş'e vermez ruhuma bezm-i gülistân olsa da.
Dü cihanda Sâmî'ye sensin emel ey bî-misâl,
Yok gözümde zerrece, hûr ile ğılmân olsa da.
Güzel Allah'ın nihai beyanı; kıyamete değin son vahyi olan İslam da, bu ebedi hakikatten beslenerek, en olumsuz tutum ve davranışlarda bile daima güzel olan davranışı, yolu ve yöntemi emir buyurmuş; güzelliğin tecellisini (aletheia) hayatın her alanında ayakta tutmayı bir varoluş paradigması yapmıştır. Biz bu hâli, karşıtların ahenkli birlikteliği, ilahi güzellik potasında bir imtizacı olarak adlandırabiliriz. Mesela, özünde güzel olan sabır eylemini, yüceltici yönüne bir işaret olarak, güzellikle (Yusuf, 18, 83; Meâric, 5) nitelemiştir (sabr-ı cemil). Kötü bir muameleye karşı bile, müsamahanın en güzel olanını (Hicr, 85) buyurmuştur (es-safha'l-cemil). Meşru bir gerekçeyle bile olsa, boşamanın da, en güzel tarzda (Ahzâb, 28, 49) olmasını tavsiye etmiştir (serâhan cemila).