Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Weber bir yandaki bu düzenli yaşama tutkusu ile öbür yanda Protestanlığın (Luther kolu hariç) metodik-riyâzetçi kanadı olan kalvanizm ve onunla bir çizgide olmak üzere pürüanizm (kısmen Hollanda ve İngiltere ile Kuzey Amerika) arasındaki yakınlık üstünde durur.
Gerçekte iki ayrı dünya, Weber’e göre, yine de bir ortak çizgide buluşmuş sayılabilirdi.
Reklam
Osmanlı ülkesi dahil bütün bir bölgenin kaderini tayin edecek olan önemli bir kayma ve değişme üstünde durmak istiyorduk: Dünya ticaret yollarının Akdenizi kaderi ile baş başa bırakıp Atlantik kıyılarına doğru yer. değiştirmeleri ve bunun zihniyet dünyamızda bıraktığı izler!
"Hıristiyanlık gerçekten, Max Weber'in dediği gibi, başlangıçta gezginci bir zanaatkâr ve esnaf dini olarak vücut bulmuş, aradan epey zaman geçtikten sonra küçük burjuvaziden şehirlerin hali vakti yerinde orta sınıf halkına (burjuvazi'ye) doğru yol ve yön değiştirmiştir. İslâm'da ise gelişme tersinedir: Şehrin hali vakti yerinde orta sınıf, halkından başlayıp tasavvuf ve tarikatlarla beraber esnaf ve zanaatkâr çevrelerine, bugünkü deyimi ile küçük burjuvazi'ye doğru yol alan bir gelişme çizgisi ile karşı karşıyayız."
Sayfa 73
Sabri Ülgener, ele aldığı konuları farklı bakış açılarıyla ortaya koyan bir yazar, bu açıdan zihniyet ve din en sevdiğim eseri oldu.
Kulluk ve ibadet yolunda günün her dakikasına hakkını vermek için gözlerini geçmişe ve geleceğe kapalı tutan bir riyazet İslam’ın yabancısıdır.
Reklam
Hakikat şudur ki, Kur'an arzın yuvarlaklığını isbat için indirilmiş bir kitap olmadığı gibi, bin yıl sonrası sanayi toplumunun iç çelişkilerini önceden haber veren bir fal kitabı da değildir.
Derin yayınları, Mart~2006Kitabı okudu
Çağın büyük kavgası buradadır. Toplum hayatının ne türden olursa olsun bir din veya din benzerine (sahtesi de olsa) sırtını dayamadan yerli yerine oturmuş sayılamayacağının hesabını çok iyi bilen çağımız taktik ustalarının başkalarından önce yetişip boşluğu kendileri doldurma telâşı da yine buradan geliyor olmalıdır. Günümüze kadar hep öyle oldu. Bugün de öyle. Gidişe bakılırsa yarın da başka türlü olacağa benzemez.
Derin yayınları, Mart~2006Kitabı okudu
.. çağımız insanı boş kalıpları bambaşka inanç ve ideolojilerle doldurma çabasından, o hırçın ve öfkeli aranıştan bir türlü yakasını kurtaramıyor.
Derin yayınları, Mart~2006Kitabı okudu
Reklam
İnsan, yaşadığı çağdan ve çevreden oldum olası şikayetçi olmuş.Ancak öyle de olsa, yakınmaların gitgide yoğunluk kazandığı da bir gerçektir.
Derin yayınları, Mart~2006Kitabı okudu
Tanrı nimetleri gökyüzü sofrasına boydan boya serili; sen de var bir yanından nasiplenmeye bak.
Derin yayınları, Mart~2006Kitabı okudu
Sûfi gözüyle var görünen her şey esasında "yok" (mâdum) demek iken ancak vücud-û mutlak’ın, yani Tanrı varlığının o "yok”lara uzanıp biliştiği noktada varlık sıfatı nı kazanmış olur. İrade için de aynı şey geçerlidir; o da aslında yok (mâdum) iken Tanrı kudretinin uzantısı olarak etkinlik kazanır.
Derin yayınları, Mart~2006Kitabı okudu
61 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.