Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Benden Sonra Anılarda Annelik
İnsan, duygularının her birini anlamına göre renk renk boyayıp, rengine göre yaşayabiliyorsa, mesela acılara kara, umutlara mavi, hayallere beyaz kanatlar takarak yaşamayı biliyorsa, SAÇLARININ NE RENK OLDUĞU, içindeki fikirleri alıcısına göre bazen düzleştirip bazen kıvırcıklaştırıp bazen ise dalgalandırarak aktarabiliyorsa; SAÇLARININ ŞEKLİ, yaşadığı olaylardan ümitsizliği tırnak gibi törpüleyebiliyorsa; TIRNAĞINDAKİ OJE VE MANİKÜR, karşısına çıkan olumsuz her vakada olayları rötuşlayabiliyorsa; GÖRÜNTÜSÜNDEKİ GÖRSELLİĞİ, karşısındaki sıkıntılı dönemde olan bir insan ise, yaklaşımını estetikle istediği esnekliğe getirebiliyorsa; YÜZÜNDEKİ DERİN ÇİZGİLER, KAZ AYAKLARI, her insana her duruma farklı farklı pencerelerden bakabiliyorsa, O İNSANIN GÖZLÜĞÜNÜN KARE, DAİRE YA DA DİKDÖRTGEN OLMASININ hiç önemi kalmıyor... Çünkü o insan süslenmesi gereken yerleri süslemiş, boyanması gereken yerleri astarlayıp boyamış, düzeltilmesi gereken yerleri zımparalamış, toplanması gereken değerleri bir bir toplamış, dışını değil, içini çekici hâle getirmiş ki her önüne gelen kirletemesin diye.
Abimden umudunu kesene kadar saçlarını kestirmemişti. Umudunu kesmiş. Eskiden ayna gibi parlak, siyah, hatta füme rengi olan saclan kısacaktı. İçinde alevden damarlar olan kızıla dönmüş. Koyu bir kan damlıyor uçlarından. Yüzüne boya sürmeyen Suzan hüzünlü bir makyaj yapmış. Gözlerinde keder işareti gibi, kalın kalın sürmeler.. Gülüşü kurgulanmış gibiydi. Mahcubiyetin izi kaybolmuş. Yıllar ve acılar biz buradayız diyor dudaklarının çevresinde belirmiş çizgilerde. Sadece saçlarının rengi, şekli değil diye düşündüm, Suzan'ı Suzan olmaktan çıkaran: büyük bir boşluğun boşlukla doldurulması.
45 öğeden 31 ile 45 arasındakiler gösteriliyor.