Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Sadi ㋡

Sadi ㋡
@sadi_kvl
Herkes susar / Konuşur ölüm / Ve sürer hayat
Çocuk Gelişimi
Van
ONYEDİEYLÜL93
210 okur puanı
Ekim 2020 tarihinde katıldı
“Her şey göründüğü gibi olsaydı, eline aldığın deniz suyu mavi olurdu..”
Reklam
"Emin olma duygusunu çok özledim. Nereye elimi atsam hep şüphe."
Yolundan şaşanın, özünden ayrı kalanın durumu ne acıdır! Tavukları ve köpekleri sürüden ayrıldığında peşinden gidip geri döndürenler, kendi kalpleri yoldan sapınca aynısını yapmazlar.
Sayfa 249 - Kültür Yayınları

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Yalan söylemek, yaşamsal bir zorunluluktur ve varoluşun korkunç ve sorunlu özelliklerinden biridir.
Sayfa 12 - Kültür Yayınları
"Özgür insan ve özgür toplum, insanların 'hayır' deme hakkı korunarak inşa edilebilir. 'Hayır' deme hakkı engellenen insan, zihinsel ve duygusal radarları hasar aldığı için ömür boyu engelli hâle gelir.
Sayfa 85 - Otto Yayınları
Reklam
İnsan, gündelik başarı hissi tatmin edilmesi gereken bir varlık.
Sayfa 69 - Kronik
Ve sen, kendin için dünyadaki en önemli insansın.Öyle olmalısın! Aksi halde yaşadığın hayat senin hayatın olmaz, -mış gibi bir hayat sürersin.
Sayfa 27 - Kronik Yayınları
Ben, Köpek
...Pahalılığın, vebanın, yenilgilerin tek sebebi, Hazreti Peygamberimiz zamanındaki İslam'ı unutup, Müslümanlık diye başka kitaplara ve yalanlara kanıp inanmamızdır. Hazreti Muhammed zamanında mevlit okutmak mı vardı? Ölüye kırk töreni yapmak, ruhu için helva ve lokma döktürmek mi vardı? Hazreti Muhammed zamanında Kuran-ı Kerim'i şarkı gibi makamla okumak mı vardı? Minareye çıkıp sesim ne kadar güzel, Arapçam nasıl da Arap gibi deyip kibir kibir kibirlenerek, zenne gibi kırıta kırıta makamla ezan okumak mı vardı? Mezarlara gidip yakarıyorlar, ölülerden medet umuyorlar, türbelere gidip putperestler gibi taşa tapıyorlar, bez bağlıyorlar, adak adıyorlar. Bu akılları veren tarikatçılar mı vardı Hazreti Muhammed zamanında? Tarikatçıların akıl hocası İbni Arabi, Firavun'un imanla öldüğüne yemin edip günahkâr olmuştur. Tarikatçılar, Mevleviler, Halvetiler, Kalenderiler, çalgı çalarak Kuran-ı Kerim okuyup, çocuk oğlan hep birlikte dua ediyoruz diye raks edip oynayanlar, bunlar kâfirdir. Tekkeler yıkılmalı, temelleri yedi arşın kazılmalı, çıkan toprak denize dökülmeli ki ancak oralarda namaz kılınabilsin...
Sayfa 19 - YKY Yayınları
Momo, hayatta en tehlikeli şey, gerçekleşmiş hayallerdir...Artık hayal edecek hiçbirşeyim kalmadı.
Sayfa 232 - Kabalcı Yayın
Duman Adamlar
Herkes çok iyi bilir ki, bazen bir saatlik süre insana ömür kadar uzun gelirken, bazen de göz açıp kapayıncaya kadar geçip gider. Zamanın bu garip kısalığı uzunluğu, o saat içinde yaşanan olaylara bağlıdır. Çünkü zaman, yaşamın kendisidir. Ve yaşamın yeri yürektir. .
Sayfa 65 - Kabalcı
Reklam
Momo'nun dış görünüşü gerçekten biraz garipti, hatta temiz pak insanlar için biraz korkunçtu bile denebilir.
Sayfa 14
"İnsan olmak başka iş İnsanlık başka iş"
YKY
"Konuşan insan, öyle kolay kolay dertten ölmez. Bir insan konuşmadı da içine gömüldü müydü, sonu felakettir."
Sayfa 216
En sonunda Külkedisine geldi sıra. Beklediği an gelmişti. Bir minder uzattılar ayaklarının altına, ayakkabıyı ona uzattılar. Yüreği delicesine çarpıyordu şimdi. Minderin üzerinde ışıltıyla duran bu cam ayakkabı tekine uzattığı ayağı, hayatının en büyük dönemecine adım atıyordu. İlkin ayakkabının üzerine koydu ayağını, ardından ayağına geçirmeye çalıştı. Ansızın bütün coşkusu, sevinci, umutları söndü. O cam ayakkabı Külkedisinin de ayağına olmadı. Ertesi gün diye bir şey yoktu.
Sayfa 46 - Metris Yayınları
"Evlenmek, bir yuva kurmak, evliliğin meyveleri sayılan çocukları bağrına basmak, bu güvensizliklerle dolu dünyada onları ayakta tutmak, hatta yaşam içinde kendilerine biraz kılavuzluk etmek, bana kalsa bir insanın erişebileceği en yüce değerdir."
Sayfa 77 - Cem Yayınevi
Ciğeri beş para etmez, asalak insanlar yok olup gittikleri için, herkese daha çok yiyecek düşüyordu.
Sayfa 46 - Can Yayınları
Reklam
Sunuş
Bütün kitaplar eşittir; ama bazı kitaplar öbürlerinden daha eşittir.
Can Yayınları
Güne YILDIZLI ATLAS ile başlamak.
İlkokulda dört öğretmenim vardı. Daha sonraki okullarda onlarca öğretmenim oldu. Şimdi yarısını bile sayamam onların. Birçok şey öğrendim onlardan. Öğrendiklerimin çoğu, hiçbir işe yaramadı. Zaten birçoğunu da unuttum daha sonra. Ama okulun dışında yüzlerce öğretmenim vardı. Onlardan binlerce şey öğrendim. Beyaz karanfiller çizmeyi ablamdan öğrendim. İlk şarkıyı da öteki ablamdan. Sevinci, uçurtmanın ipini tutan bir elden öğrendim. Coşkuyu arkadaşlarımın çizdikleri resimlerden öğrendim. Bir akşam babam eve dönmemişti, beklemeyi öğrendim. Vurduğum kuşun kanı, bembeyaz karın üzerine akınca; pişmanlığı, çaresizliği öğrendim. Açlığı, bir yoksulun elindeki ekmekten öğrendim. Kurumuş bir dere yatağından susuzluğu öğrendim. Kafeste çırpınan bir kuştan özgürlüğü öğrendim. Uçsuz bucaksız ne demek? Denizlerden onu öğrendim. Sessizliği, koca bir ormandan; sabretmeyi küçük bir karıncadan öğrendim. Çok sonraları dedem öldü. Dedemden ölümü öğrendim. Şiiri, içimde koşuşup duran atlardan öğrendim. Maviyi gökyüzünden, kırmızıyı gülden, sarıyı da ekinlerden öğrendim. Neydim ben, neden vardım bu dünyada, neredeydim; annemin yüzüne bakınca öğrendim.
''Ne zaman öğreneceksiniz bilmiyorum ki Evlerin yalnız eşyalardan yapılmadığını.”
Her şey unutulur Kendini bir felaketin içinde kaybetmenin manası yoktur. İnsan birazcık da kalender olmalıdır.
Şimdi sana Yıldızlı Atlas'ın son sayfasını açıyorum. Bir gün bir yerlerde yine karşılaşır mıyız, bilmem... Ama şimdi senin için açtığım bu defteri, yine senin için kapatıp gidiyorum. Sen de git istersen... Ben yokken iyi bak; ama kendine. Yanıbaşında duran her şeye iyi bak...Çiçeğine iyi bak... Ellerine, babanın gözlerine, annenin yüzüne, gökyüzüne...
Sayfa 127
Seni aldım, bana ayırdım.. durma kendi anlat. durma göğe bakalım...
Reklam
Yıldızların hepsi gülüyormuş gibi gelecek sana... Gülebilen yıldızların olacak...
"Acaba o şu anda ne düşünüyor? Herhalde beni değil... -Niçin?.. Onun kafasında bir müddet yaşamak için neleri feda etmem ki? -Her şeyi..."
Sayfa 68
Çok şey var çok, hiçbirini anlatamam; ekmekle su, kağıtla kalem, geceyle gündüz, Kız Kulesi'yle İstanbul, akreple yelkovan, Hasan'la Hüseyin arasında.
Sayfa 104
Bence insanın adı onunla en az ilgili olan yanıdır. Doğar doğmaz, o bilmeden başkaları veriyor. Ama yapışıp kalıyor ona. Onsuz olamıyor...
Sayfa 61 - YKY
İnsan yalnız yüreğiyle doğruyu görebilir, Asıl görülmesi gerekeni gözler göremez.
Bir kuş uçumu kadar bir uzaklık var seninle benim aramda.Ama yüzlerce kuş nereden bilsin bunu...