Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Hem dahi sabit ve müstemir hakaiktandır ki, fâik bir cemale sahib bulunan herkes, kendi cemalini iki vecihle müşahede etmesini sever. Birisi bizzat kendi nazarıyla, diğeri gayrın nazarıyla… Yani hem bizzat, hem bilvasıta kendi cemalinin mehasinini seyretmesini arzu eder. Hem dahi, o sevimli cemalinin cilvesini gösteren bir ayineyi iştiyak derecesinde sevdiği gibi, hüsn-ü mergubunun ölçüsünün derecelerini bildiren ve gösteren bir müştakı dahi o derece ister ve sever. Demek hüsün ve cemal, görmek ve görünmek ister. Bu da, o hüsün ve cemalin menazırında tenezzüh eden istihsancıların ve letaifinde mütehayyir olan müştakların vücutlarını iktiza eder. Mesnevî-i Nurîye(Bd.)
Sayfa 70
Reklam
..sen kalbinle, aklınla, amelinle, gönlünle, kendi âleminin şeklini değiştirirsin. Ya aleyhinde ya lehinde şehadet ettirebilirsin.
Bil ki dünkü gün senin elinden çıktı. Yarın ise senin elinde senet yok ki ona mâliksin. Öyle ise hakiki ömrünü, bulunduğun gün bil.
Annedeki merhametin Allah'ın rahmetinin tecellisi ve diger canlılar
Bu âlem sahibinin her yeri ve herşeyi ihata eden vasi' bir rahmeti vardır. İşte validelerdeki şefkat-i mutlaka, bu rahmetin letaifinden birisidir. Hattâ nebatî validelerin dahi, evlâdları olan meyvelerine, çiçeklerine karşı olan hizmetleri, yine bu rahmetin cilvesindendir. Hele hayvanat yavrularının, bilhassa zaiflerinin rızıklarındaki sühûlet, şayan-ı temaşa bir cilve-i rahmettir. İşte şu rahmet ise, kendine lâyık bir şekilde fazl u ihsan yapmak iktiza eder. Mesnevî-i Nurîye(Bd.)
Sayfa 67
Acaba sırf dünya için mi yaratılmışsın ki bütün vaktini ona sarf ediyorsun!
Reklam
Cenab-ı Hakk'ın sana verdiği sabır kuvvetini, eğer yanlış yolda dağıtmazsan her meşakkate ve her musibete kâfi gelebilir ve o kuvvetle dayan.
Demek Kur'an, öyle bir zatın kelâmıdır ki bütün zamanları ve içindeki bütün eşyayı bir anda görüyor.
Öyle de bozulmamış bir aklı bulunan bir adam, şu mütemadiyen insicam içinde muntazaman tazelenen mütehavvil kâinatın varlığına inansın da, fakat onun Hâlıkının ve Saniinin vücub-u vücuduna iman etmesin, mümkün olamaz. Çünkü o, öyle bir Sani-i Zülcelal'dir ki; şu muhteşem bina-yı âlemin ve şu muazzam şecere-i kâinatın temellerini usûl-ü meşiet ve hikmetiyle te'sis etmiş, kaza ve kaderinin düsturlarıyla fasletmiş, âdet ve sünnetinin kanunlarıyla tanzim etmiş, inayet ve rahmetinin namuslarıyla tezyin etmiş, esma ve sıfatının cilveleriyle tenvir etmiştir. Mesnevî-i Nurîye(Bd.) ve
Sayfa 61
"Sizin münasebetiniz bizimle pek azdır ve dairemize kolay giremezsiniz. Çünkü programımız budur ki: Dünya bir misafirhanedir. İnsan ise onda az duracaktır ve vazifesi çok bir misafirdir ve kısa bir ömürde hayat-ı ebediyeye lâzım olan levazımatı tedarik etmekle mükelleftir.."
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.