Ey insan! Senin nokta-i istinadın ancak ve ancak Allah'a olan imandır. Ruhuna, vicdanına nokta-i istimdad ise ancak âhirete olan imandır. Binaenaleyh bu her iki noktadan haberi olmayan bir insanın kalbi, ruhu tevahhuş eder; vicdanı daima muazzeb olur. Lâkin birinci noktaya istinad ve ikincisinden de istimdad eden adam kalben ve ruhen pekçok zevk ve lezzetleri, ünsiyetleri hisseder ki; hem müteselli, hem vicdanı mutmain olur.
İnsanın kalb cüzdanındaki letaif ve akıl defterindeki havâs ve istidadındaki cihazat, tamamen ve müttefikan saadet-i ebediyeye müteveccih ve ona göre verilmiş ve ona göre teçhiz edilmiş olduğuna ehl-i tahkik ve keşf müttefiktirler.
Reklam
Sen kendi mahiyetine bak ki: Senin latîfelerin içinde öyle bir latîfe var ki ebedden ve ebedî zattan başkasına razı olamaz. Ondan başkasına teveccüh edemiyor , mâsivasına tenezzül etmez. Bütün dünyayı ona versen i fıtrî ihtiyacı tatmin edemez. O şey ise senin duygularının ve latîfelerinin sultanıdır. Fâtır-ı Hakîm'in emrine mutî olan o sultanına itaat et , kurtul!
Derya olunca nefes, Parelenince kafes Tâ kesilince bu ses; Çağırırım: Yâ Hak, yâ Mevcûd, Yâ Hayy, yâ Ma'bûd, Yâ Hakîm, yâ Maksûd, Yâ Rahîm, yâ Vedûd! Ve bağırarak derim: لا إِلهَ إِلَّا اللَّهُ الْمَلِكُ الْحَقُّ الْمُبِينُ مُحَمَّدٌ رَسُولُ اللَّهِ صَادِقُ الْوَعْدِ الآمين (Melik, Hak ve Mübin olan Allah'tan başka hiçbir ilâh yoktur. Vaadinde sadık ve emin olan Muhammed Onun resulüdür.)
Eğer aklın varsa uhrevî inkılabatında , berzahî etvarında ve dünyevî inkilabatının müsadematı altinda ezilen , bozulan ve ebedî seferde sana arkadaşlığa muktedir olmayan işleri birak , ehemmiyet verme , onların zevalinden kederlenme.
"Belki sevmediğiniz şey hakkınızda hayırlıdır." |Bakara Sûresi, 2:216.
Reklam
Ey nefs-i emmarem! Sana tâbi' değilim. Sen istediğin şeye ibadet et ve istediğin şeyin peşine düş; ben ancak ve ancak beni yaratıp, şems ve kamer ve arzı bana müsahhar eden Fâtır-ı Hakîm-i Zülcelal'e abd olurum. Mesnevi-i Nuriye - 109
İnsan, yaşayış vaziyetince, bir dağdan kopup sel içine düşen veya yüksek bir apartmandan düşüp yuvarlanan bir şahıs gibidir. Evet hayat apartmanı yıkılıyor. Ömür tayyaresi şimşek gibi geçiyor. Zaman da sel dolaplarını sür'atle çalıştırıyor. Mesnevi-i Nuriye - 109
Dünyanın lezzetleri, zevkleri ve zînetleri, Hâlıkımızı, Mâlikimizi ve Mevlâmızı bilmediğimiz takdirde cennet olsa bile cehennemdir. Mesnevi-i Nuriye - 104
Nev'-i beşer, aczi ve düşmanların kesreti dolayısıyla dayanacak bir nokta-i istinada muhtaçtır ki, düşmanlarını def' için o noktaya iltica etsin. Ve keza kesret-i hâcat ve şiddet-i fakr dolayısıyla da istimdad edecek bir nokta-i istimdada muhtaçtır ki, onun yardımıyla ihtiyaçlarını def'etsin.
Reklam
Bu dünya-yı deniyye, şan ve şerefiyle öyle bir meta değil ki, sizin gibi insanları işba' etsin, tatmin etsin ve maksud-u bizzât olsun. Mesnevi-i Nuriye - 99
İşte her mü'min, derecesine göre, nur-i Kur'ân ve sırr-ı iman ile, bütün mevcudatın saadetleriyle ve bekalarıyla ve hiçlikten kurtulmalarıyla ve kıymettar mektubat- Rabbaniye olmalarıyla mes'ut olabilir ve dünya kadar bir nur kazanabilir. Herkes derecesine göre bu nurdan isti- fade eder. Eğer ehl-i dalâlet ise, kendi elemiyle beraber, bütün mevcudatın helâketiyle ve fenâsıyla ve zahirî idamlarıyla. zîruh ise âlâmlarıyla müteellim olur. Yani, onun küfrü, onun dünyasına adem doldurur, onun başına boşaltır: daha cehenneme gitmeden cehenneme gider.
yağsız söndürmeden mütemadiyen o hadsiz lâmbaları yandıran
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.