Mustafa Kemal Paşa, neredeyse iki ayı aşkın bir zamandır durumu gerginleştiren bu soruna artık güç kullanarak son vermekten başka yol kalmadığına karar verir. Bakanlar Kurulu’nun 27 Aralık’ta kabul ettiği Kararname de bu doğrultudadır. Mustafa Kemal, Bakanlar Kurulu’nun Kararnamesi’ni hemen aynı gün, 27 Aralık’ta Batı ve Güney Cephesi komutanları Albay İsmet ve Refet beylere çektiği, - altında Genelkurmay Harekât Şubesi Müdürü Salih (Omurtak) Bey ’in imzasının da bulunduğu- şifretel ile bildirir. Şifretel, aynı zamanda Çerkez Ethem ayaklanmasının bastırılması hakkındaki “yazılı emir”dir...
ABD'lilerle 1920'li yıllardan beri içlidışlı olan Kasım Gülek, Unification Church elemanlarının da katıldığı ilk toplantıyı, 1982'de İstanbul'da gerçekleştirmiş. Bu toplantılarda Moon'un Ortadoğu Temsilcisi, Thomas Cromvvell başta olmak üzere Moon'un örgütlerinden ve yerlilerden birçok yönetici katılmıştı.
[811]
Toplantıların konuları da ilginç;
- " (...) İslâm Lâtin Amerika'ya, biri Kuzey diğeri de Güney'den olmak üzere, iki koldan girmiştir. İslâm'ın bu kıtaya girişi 1500'lü yıllara rastlar. Kuzey'de Meksika-VENEZUELLA-Porto Rico hattından, Güney'de ise Arjantin-URUGUAY hattından girmiştir.. 1492'de İspanya'da ENDÜLÜS Devletinin yıkılışı ve
- " (...) İtalya'da Roma şehri halkı, devletin genişleyerek bilinen Roma İmparatorluğu'na yayılan dil ve kültürü. Lâtince, bugünkü İtalyanca, İspanyolca, Fransızca gibi dilleri doğurmuş, Hind-Avrupa dil yapısı içinde bir ana dildir. Güney ve Orta Amerika'ya, bu yerlerin keşfinden sonra geçen özellikle İspanyol asıllı Amerikalılar'ın ağırlığıyla, Lâtin Amerika Ülkeleri denmektedir. Fas, Tunus, Cezayir gibi Kuzey Afrika asıllılar da, Endülüs'ten artık halinde oralarda yerleşerek, kendi ritlerini oluşturan bir kültür oluşturmuşlardır."
Önce Akdeniz’e açılmak istiyorum, karşıma birçok ülke, devlet ve toplum çıkacağını düşünerek. Çünkü Piri Reis gezindi oralarda; 16. Yüzyılın başlarında yazdı ve çizdi. 20. Yüzyılda da Fernand Braudel, başka meraklıların ve tarihçilerin yanı sıra, o ortamın renklerini yansıttı. Cebelitarık’a kadar uzanmak istiyorum, sınırları aşarak veya geniş sınırların getirebileceği zenginlik içinde dolaşarak. Ardından Süveyş’ten, Aden’den, Habeş diyarından, Basra’dan ileriye ve beriye bakarak Osmanlı güney sınırlarındaki yaşam ve eylemlerin içine nasıl daha çok nüfuz edebileceğimize değinmek istiyorum. Osmanlı tarihine, günümüzde daralmış dünya boyutlarından ve ulaşılması mümkün değişik kaynaklardan bakabileceğimizin birkaç örneğini vermek istiyorum.
Önyargı, her çeşit bilgi ve değerlendirmelerden yoksun olarak üretilen olumsuz tutumdur. Kısaca araştırma ve inceleme yapılmadan ileri sürülen peşin hükümdür.