Buket Uzuner'in okuduğum ilk kitabıydı. Kaleminin kuvvetliligi bir kadın olarak erkek bi kahramanın dilinden yazdığı romaninda bize her duyguyu yasatabilmesinden anlasilabilicek düzeyde. Kitapta ele alınan konu ve betimlemeler değiniler toplumsal yaralarımız cok guzel anlatılmış. Fakat bazen örnekler verilirken biraz abartıldığını düşünüyorum daha sade ve duru bi anlatım olabilirdi ( nacizane fikrimdir.)
Kitabımızın içeriğine gelecek olursak.. Romantik asi olan Mabel'imizin bir salı sabahı hayatta en sevdigini kadının cinayetle suclanmasini ogrenmesinin hemen ardından ulkedeki iç savas sebebiyle askere alınmasıyla başlayan kabus. Tuna bunun bi kabus olduğunu söylerken (bende bazen şüphe etmedim değil) arkadaslarini onun iç savasta olduguna inandılar. Ulkedeki iç savaşla birlikte kendi icinde de büyük bi savaş veriyor Tuna. Kitabı en gizemli ve akıcı kilan tarafsa çocukluktan gelen karmaşık ve imkansız bir aşk hikâyesi oluyor.
Keyifle okudum ve tavsiye ederim :)
Emeğine sağlık BUKET UZUNER ..
Aşk nasıl da yakar insanı... Önce sevincten, sonra acıdan... Ne güzeldir ve ne çok acıtır!
Halbuki aşk... Aşk imkansızın zaferi olduğunda doruğa ulaşır!