Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Ama sıkıntısı orada değildi. Eğer bir yerinden hastalandıysa bunun yüreğinden olabileceğini düşündü.
Sayfa 26 - Ketebe YayınlarıKitabı okuyor
Ey sevgilim, dinle Aşığının masalını; İnsan hüzünlenir Dostu onu yüzüstü bırakınca. Ancak o zaman anlar Dostların sadakatsiz olduğunu; Birkaç küle dönüşür Söyledikleri her şey.
Sayfa 11 - Ketebe YayınlarıKitabı okuyor
Reklam
Ey, benim gerçek aşkım Öyle genç ve güzeldir ki.
Sayfa 10 - Ketebe YayınlarıKitabı okuyor
Neden orada akşam duasını eden bir çocuk gibi diz çökmüştü ki? Nefsiyle başbaşa kalmak, vicdanını sınamak, günahlaryla yüzleşmek, onları ne zaman, nasıl ve hangi durumda işlediğini hatırlamak ve ağlamak için. Ağlayamıyordu. Hatırlayamıyordu onları. Yalnızca ruhen ve bedenen azap içindeydi, tüm varlığının, hafızasının, iradesinin, idrakinin, bedeninin uyuşuk ve yorgun olduğunu hissediyordu.
Kişi eğer ki ruhunu kaybetmişse bütün dünyayı kazansa neye yarardı ?
Ne kadar tuhaftı ölümle değil de güneşte sönerek ya da evrende bir yerlerde kaybolup unutularak varlığından bu şekilde uzaklaşmak.
Reklam
Ben gençken çok eğlendim. İyi ve düzgün adamlarla ahbaplık ettim. Hepimiz bir baltaya sap olmuştuk. Birimizin sesi güzeldi, bir diğeri iyi bir oyuncuydu, biri eğlendirici şarkılar söylerdi, öbürü iyi kürek çekerdi, diğeri iyi bir raketti, bir diğeri ise iyi bir hikâyeciydi, falan filan. Her nasılsa yolumuzu bulduk, günümüzü gün ettik, hayatın tadına baktık, hiçbirimizin de ayağı kaymadı. Hepimiz de efendi adamlardık hiç değilse bence öyleydik sağlam İrlandalılardık.
İşte böyle adamlarla ahbaplık etmeni istiyorum, yüreği sağlam adamlarla.
Bir gün, kendi ayaklarının üzerine duracağın zaman, ki bu günün birinde olacak ne yaparsan yap ve efendi adamlarla beraber ol.
Ağzımızın kenarında birer puro sıkışık olduğundan kendimizi koca adam sayıyorduk.
Reklam
"O zamanlar, Cork'un en yakışıklı adamı oydu, vallahi de öyleydi! Sokaktan geçerken kadınlar ona bakmak işi bekleşirlerdi."
Hiçbir dünyevi ya da insani çağrıya cevap vermiyordu, yazın, mutluluk ve dostluğun çağrısına karşı dilsiz ve duyarsızdı, kendi düşüncelerini dâhi güçlükle ayırt edebiliyordu.
Ölmemişti ama güneşin altında ince bir zar gibi solup gitmişti.
Sayfa 114 - Ketebe Yayınları
Ama ya onu gereğinden sert yargıladıysa? Ya hayatı saatlerin sade bir gül bahçesiyse, hayatı bir kuşun hayatı gibi sade ve garipse, sabahları şakrak, bütün gün tedirgin, günbatımında yorgunsa? Gönlü bir kuş gönlü gibi sade ve başına buyruksa?
Sayfa 280Kitabı okudu
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.