Mustafa Necati Bursalı 'nın güzel anlatımıyla sayfaları nasıl çevirdiğinizi anlamıyorsunuz.
Biraz kitabı özetleyeyim bari
Kitabın ilk bölümü nerdeyse tamamen "Kıygar" adında ki gencin alnındaki muhammed-i nuru doğru insana geçirmek için bir rüya uğruna çöllere düştüğünü uzun uğraş da olsa rüyasın da ki kızı bulup onunla evlenğini anlatıyor. İlk bölüm böyle ikinci bölüm ise
Hz. Amine ( Radıyallahu Anha ) anlatılmaya başlanıyor.
Kitabın üç bölümünde üçünden birer tane alıntıyla incelememi bitircem :)
"Önünden bir ırmak akıyordu. Köpük köpük çağlayan sular yüksek kayalardan aşağı düştükçe billûr katreler yüzüne sıçrıyordu. Her damla sonra bir çağlayan olup onu yutuyordu. Irmağın kenarı söğüt ağaçlarıyla doluydu, mis gibi mis gibi bir koku etrafa yayılmıştı. Çiçekler, çemenler içinde ceylanlar otluyordu."
Sayfa 64.
"Zaman ırmağı hikmet çağıltılariyle akmış, nice asırlar, nice devirler gelip geçmişti. Artık cihan başka bir cihandı.
Artık insan bir başka insandı.
Artık dudaklar hep kilitliydi."
Sayfa 77.
"Göz ırmağı yine akıyordu. Ne kadar gayret gösterdi ise de başaramamıştı. Bu acıya bir baba yüreği nasıl dayansındı....."
Sayfa 184.
"
Hz. Amine ( Radıyallahu Anha ) dünyadan gitmişti. Ner varki, dünya durdukça adı ile yaşayacak ve hayırla yâd edilecekti. SELAM ONA..."
Sayfa 231.
Okuduğunuz için teşekkürler :)