Cemal Süreya şöyle der: Ahmet Arif dağları söylüyor. Uyrukluk tanımayan, yaşsız dağları "asi" dağları. Uzun ve tek bir ağıt gibidir onun şiiri. "Daha deniz görmemiş" çocuklara adanmıştır. Kurdun kuşun arasında, yaban çiçekleri arasında söylenmiştir, bir hançer kabzasında işlenmiştir. Ama o ağıtta, bir yerde, birdenbire bir zafer şarkısına dönüşecekmiş gibi bir umut ( bi sanrı, daha doğrusu bir hırs), keskin bir parıltı vardır.
Ahmet Arif'in kitaba döktüğü şiirlerine ek olarak, kızının da sonradan eklettiği şiirleride yer almaktadır. Ahmet Arif'in zengin dili, Anadolu'ya has tarzı ve tabi ki duygu yüklü şiirlerini beğenerek okuyacağınızı düşünüyorum, her sayfada altı çizilebilecek bir mısranız oluyor...
Ahmet Arif dili için şöyle diyor : " Kısacası, halkımın canlı, elvan ve gürül gürül dilinden hiç kopmadım ki şiirimde kopayım, yozlaşıp, yabancılığa boğulayım."