Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
"Kaderin işleyişi çok farklıydı. Bazen beklediğiniz kişi sizden kilometrelerce uzakta ve farklı bir şehirde sizin ona gitmenizi bekliyor olabilirdi." Saka ve Sanrı
Günler sıradan ama, çabuk geçiyordu. Olaylar oluyordu, ama alışılagelmiş olaylardı bunlar da. Klimkof bazen ömrünün bu olaylarla dolup, biteceğini sanırdı. Bu sanrı yüreğini sıkar, öldürücü bir acıyla doldururdu. Gövdesi de hareket etmek istemezdi. Bomboş duyumsardı kendini. Sanki dipsiz bir uçuruma iterlerdi onu.
Reklam
“Hiç konuşmasak, hiç görüşmesek bile aramızda asla kopmayacak bir bağ olacak. Ve o bağ ikimizin de canını yakacak ömür boyunca.” ya da ben bu sanrı ile kendimi avutmuş olacağım..
Hayat hiçbir zaman teminat altında olmadı şimdiye kadar, olmayacak da. Planlar psikolojik birer telkindir... Asıl olan "an"dır ve an içindeki eylemdir... Gerisi kocaman bir sanrı...
Nâzım Hikmet, şehirlerin şairidir. Ovadan seslenir insanlara, büyük düzlüklerden. Ovada akan "büyük ve bereketli bir ırmak" gibidir. Uygardır. Ahmed Arif ise dağları söylüyor. Uyrukluk tanımayan, yaşsız dağları "asi" dağları. Uzun ve tek bir ağıt gibidir onun şiiri. "Daha deniz görmemiş" çocuklara adanmıştır. Kurdun kuşun arasında, yaban çiçekleri arasında söylenmiştir, bir hançer kabzasına işlenmiştir. Ama o ağıtta, bir yerde, birdenbire bir zafer şarkısına dönüşecek- miş gibi bir umut (bir sanrı, daha doğrusu bir hırs), keskin bir parıltı vardır. Türkü söyleyerek çarpışan, yaralıyken de, arkadaşları için tarih özeti çıkaran, buna felsefe ve inanç katmayı ihmal etmeyen bir gerillanın şiiridir. Karşı koymaktan çok, boyun eğmeyen bir doğa içinde. Büyük zenginliği ilkel bir katkısızlık olan atıcı, avcı bir doğa içinde.
Sayfa 122Kitabı okudu
293 syf.
·
Puan vermedi
·
5 günde okudu
Roman, Deborah'ın akıl hastanesine yatırılmadan önceki ve sonraki yaşamına odaklanıyor. Greenberg, Deborah'ın iç dünyasını ve yaşadığı sanrıları son derece gerçekçi bir şekilde tasvir ederek, okurları onun zihnine girmeye ve onunla empati kurmaya teşvik ediyor. "Sana Gül Bahçeleri Vadetmedim"in benim açımdan en etkileyici
Sana Gül Bahçesi Vadetmedim
Sana Gül Bahçesi VadetmedimJoanne Greenberg · Metis Yayınları · 202113,9bin okunma
Reklam
112 syf.
·
Puan vermedi
·
7 saatte okudu
“İster istemez derin bir dalgınlığın perdesinden dinliyoruz birbirimizi.” (S: 12)
Karaduygun
Karaduygun
Sema Kaygusuz
Sema Kaygusuz
Karaduygun’da “kara”nın anlamını bir eldiven gibi tersine çeviriyor. “Ebedi dulun dili”yle sarmalanmış karaduygunun kafasındaki seslerin birer sanrı değil, gerçekliğin ona has hissedişi olduğunu, bu hissedişin çokçası
Karaduygun
KaraduygunSema Kaygusuz · Metis Yayıncılık · 2016292 okunma
Esenlik Bildirisi Bir şehrin urgan satılan çarşıları kenevir kandil geceleri bir şehrin buhur kokmuyorsa yağmurdan sonra sokaklar ortadan kalkmıyorsa o şehirden öcalmanın vakti gelmiş demektir Duygular paketlenmiş, tecime elverişli gövdede gökyüzünü kışkırtan şiir sahtedir gazeteler tutuklamış dünya kelimesini o dünyadan, o şiirden öcalmalı demektir Ölüm gelir, ölüm duygusuna karşı saygısız ve zekâ babacan tavrıyla tiksinti verir söz yavan, kardeşlik şarkıları gayetle tikiz öcalınmazsa çocuklar bile birden büyüyebilir Yargı kesin: Acı duymak ruhun fiyakasıdır kin, susturur insanı; adına çıdam denir susulunca tutulan çetele simsiyahtir o siyah öcalmakcasına gür ve bereketlidir Vandal yürek! Görün ki alkışlanasın ez bütün çiçekleri kendine canavar dedir haksızlık et, haksız olduğun anlaşılsın yaşamak bir sanrı değilse öcalınmak gerektir.
Siyahla beyazın birbirine karıştığı dönemde yaşamak
... Haksızlık et, haksız olduğun anlaşılsın Yaşamak bir sanrı değilse öc alınmak gerektir. -İsmet Özel, Esenlik Bildirisi
Her okuduğum şey artık benimdir!
Başkalarıyla beslenmekten daha özgün, daha kendince bir şey olamaz. Ama sindirmek gerekir onları. Aslan, sindirilmiş koyundan yapılmıştır! İmge ve sanrı s: 10
Reklam
İnsan kimseyi tam bir teslimiyetle sevmemeliydi çünkü bugün uğruna ölmek istediğin kişi, yarına öldürmek istediğin kişi olabilirdi." Saka ve Sanrı
Efelya'ya Gazel . çekip gitti de ömrümden fena sarışın bir nisan yapayalın kaldım şimdi yunus'tan bir mısra gibi... bir mülteci sanrı mıydı ah o zarif incelikler gül teninde açan gonca işleyen bir yara gibi... uçurumlara akıyor yüzümdeki patikalar gönülde bıçak yarası bozkırda ıhlara gibi... bir gökyüzü biçimlerdi avuçlarındaki dirim o menekşe bakışlarda saklanan hatıra gibi... yürüyen bir çiçektin sen hayalleri teyellenmiş gözümün seğiren noktası yağar tipi bora gibi... gülüşünü gülüşümün yanına bırakıver de git oynasınlar bir zaman yaramaz çocuklar gibi... . . EFELYA'dan... m.binboğa
"Belki kalbi atardı , belki Defne bana geri dönerdi"
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.