Falih Rıfkı Atay 19. yy Osmanlısı için şu sözleri kaleme almıştır.
"Osmanlı hükümeti bugün güvenliğini ordusundan fazla, yapacağı anlaşmalarla sağlayabilir. Osmanlı Devleti’nin her şeyden önce düzenli bir idareye ihtiyacı var. Şimdiki idareyle, hatta bu yetmiş bin kişilik zayıf orduyu bile devamlı olarak zor besleyebilir.
“Memleket fakir. Devlet gelirleri azalmıştır. İhtiyaçları karşılamak için hükümetin yapabileceği son şeyler, servetlere ve miraslara el koymak, devlet hizmetlerini satmak, hediyeler koparmak, paranın ayarını bozmaktır. Para ayarının bozulması son haddine gitmiştir. Bu bela Türkiye’de her memleketten daha fazla ağırdır. Çünkü burada toprağa çok az sermaye yatırılmaktadır. Servet denen şey çok defa paradan ibarettir. Türkiye’de para malın kendisidir. Çok yüksek olan yüzde yirmi resmi faiz sermayelerin işletilmesi için bir belge olmaktan çok uzaktır. Bu, sadece parayı elden çıkarmanın bağlı olduğu tehlikeyi gösterir. Burada bütün zenginliklerin esas şartı, onları kurtarabilmektir. Hristiyan ve Yahudi bir fabrika, bir değirmen veya bir çiftlik kurmaktansa yüz bin liraya bir mücevher satın almayı dah iyi bulur. Eğer bir hükümetin ilk şartlarından biri güven duygusu uyandırmaksa, Türk idaresi asla bu görevi yerine getirmemiştir."