Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Kolpaçino: Bir Şehir Efsanesi (2009)
… Sıkılıyorum Sabri, bunalıyorum. [Ekrem - Abidin Yerebakan]
Yengeçler sadece kendine mi zararlı?
Yoksa şehir efsanesi mi??? Yengeçler hakem olsun :) 📝📝✏️✏️
Reklam
Sedat Peker isimli şahıs, bugün paylaştığı videoda, Nazım Hikmet'ten bahsetmiş. Nazım Hikmet'in, Mustafa Kemal Atatürk tarafından köşke davet edildiğini ve Nazım Hikmet'in bu daveti reddettiğini ifade etmiş. İlk olarak, bir gün herkesin Nazım Hikmet hakkında konuşacağına inanan birisi olarak bu beni mutlu etti ancak, olay öyle değil. Nereden mi biliyorum? Nazım'ın kendisi anlatıyor zira. Daha o hayattayken bu sehir Efsanesi dilden dile dolaşır kendisine defalarca sorulur. Ancak o her zaman kendine has gülüşüyle, bu olayın bir efsaneden ibaret olduğunu dile getirir. Ancak buna benzer bir olay yaşanmıştır. Nazım Hikmet, siyatik ağrıları dolayısıyla, (siirlerinde de bahseder bundan), Yalova kaplıcalarına gider. Mustafa Kemal de eşrafıyle birlikte oraya gelir. Nazım Hikmet'i tanıyınca, bir kişi vasıtasıyla masasına davet eder, ancak Nazım bu daveti kibarca reddeder. Yani vakit ne gece yarısıdır, ne de ortada Eftelya vardır. Ayrıca mekan da, Yalova'dır. Yanarım yanarım da Nazım hakkında söylenen yalanların, doğrulardan fazla olmasına yanarım...
Nazım Hikmet Ran
Nazım Hikmet Ran
Önümde el ele tutuşmuş 13-14 yasinda iki kiz yuruyor. Sehir efsanesi midir? Kulturden kulture degisir mi? Bunun kesin bir manasi var midir ? Mesela kolkola erkekte gezer. Ama heteroseksueldirler. Bazi ulkelerde kolkola erkek gey olarak algilanir. Gerci uzun zamandir gormuyorum kol kola erkek. Bazi davranislarin zamanla manalari degisebilir. El ele gezip lezbien olmayan kiz varsa yorum atsin da kurtulalim şu manadan. Belki de hala cocuk hissettikleri icindir. Mesela 25 yasinda olsalardi farkli mi olurdu? Cocuklar cinsiyet ayirmaksizin el ele tutusur. Bu gayet dogaldir. Ayrica escinsellik elestirisi degil bu yazi. Ben elestrilerimi boyle kisa kesmem. Gercekten bir sey elestriliyorsa bence karsi tez sunulmalidir. Bu da uzun bir surec. Belki de makale, kitap yazilmalidir bunun icin. Yine de merak edenler varsa escinsellige karsiyim.
İnsanlar acıdan beslenmeyi seviyor sosyal medya arkasında duygusal müzikli enkazdan çıkarılan insanlar ile dolu bunu paylaşıp ne hedefleniyor yıllar önce bir sel feleklerinde Karadeniz’de insanlar kurtarılıyor orda çalışan arama kurtarma personelinden biri bir yıl sonra bölgeye gidiyor orda bir kadın ile karşılaşıyor soruyor personel beni tanıdın mı evet tanıdım diyor kadın o günleri unuttunuz mu diye soruyor personel o zaman diyor ben unutmaya çalışıyorum ama karşıma o selde çekilen fotoğraf çıktıkça aynı acıları yaşıyorum diyor bu hikaye bir şehir efsanesi mi gerçek mi bilmiyorum ama o insanların fotoğrafını kullanarak arkasına duygusal müzik koymak o insanlara acıdan başka bir şey yaşatmıyor bunları görmek yaşadıklarımızı bize tekrar yaşatıyor gerçekten unutmak istemiyorsanız hakklarımızı arayın ölenlerin haklarını arayın o binaları yapan çizen onaylayan kimse onların ceza almasını sağlayın duygusal video yaparak değişmiyor bitmiyor acılar…
Reklam
Bilgi Kirliliği
Yıl 2020. Bilgiye ulaşmak çok kolay ama bu çok kötü çünkü merak ettiğimizi google'a sorup ona inanıyoruz. Sorgulamıyoruz. Araştırmıyoruz. Herkesin yanlış bildiği bir şeyi düzeltmek istiyorum. Can babanın; (YÜCEL) Bağlanmayacaksın, Eğer, Her Şey Sende Gizli, Anladım, Kadın Dediğin, Erkek Dediğin gibi şiirleri yoktur. Bunlar tamamen şehir efsanesi. İtimat etmeyiniz. Şuraya onun adıyla bırakıyorum ki adamın ruhu incinmesin. Lütfen MEB'in dahi yaptığı bu yanlışı düzeltmek için iletiyi paylaşınız.
Can Yücel
Can Yücel
Seni Sevmek ( Kendimden)
Seni sevmek ! Dar ağacına gönül rızası ile gitmek, Ateş üstünde yalın ayak yürümek, Koskoca denizlerde boğularak ölmek. Seni sevmek ! Tutunamamak hayata düşmek Aykırı olmak her şeye, kin gütmek. Sen hariç herkesten nefret etmek.
Şehir efsanesi
Nazım Hikmet Ran
Nazım Hikmet Ran
, kaçak olduğu ve polis tarafından aranıldığı günlerden bir gün sevgilisi Piraye ile buluşmak ister. Bu sebeple de güvendiği bir arkadaşı ile haber ulaştırır Piraye’ye. Fakat Hikmet’in arkadaşı sanıldığı gibi güvenilir biri değildir. Öyle ki, bu arkadaş polislere ”Nazım, Gülhane Parkı’nda, en ulu ceviz ağacının altında olacak” diye haber uçurur. Gelgelelim buluşma günü gelip çatar, Piraye’nin hasreti ile yanan Nazım Hikmet, Gülhane Parkı’na gelir. Gelir gelmesine de, her yer polis kaynamaktadır. Derken polislere görünmemek için meşhur ceviz ağacına tırmanıverir. Nazım ağacın tepesindeyken, sevgilisi Piraye ceviz ağacının altında belirir ve kendisini beklemeye başlar. Polisler ise uzaktan Piraye’yi gözetlemekte, Nazım’ın onun yanına gelmesini beklemektedir. Polisler bir köşede, Piraye ağacın altında, Nazım ağacın tepesinde… Herkes birbirini beklemektedir. Bizim şair ne ağaçtan inebilir ne de sesini duyurabilir sevdasına. Ve çaresiz çıkarıp kağıdını kalemini, o meşhur şiirini yazar: Ben bir ceviz ağacıyım Gülhane Parkı’nda Ne sen bunun farkındasın ne de polis farkında. Bu bir şehir efsanesidir. Birincisi şiir Balçik'te yazılmıştır. (Bulgaristan) İkincisi ise Gülhane Parkında ceviz ağacı yoktur. Ama biz millet olarak romantizmi seviyoruz. Uydur babam ha uydur. Böyle bir hikâyeye gerek kalmayacak kadar güzel zaten, ne gerek var ki kurmacalara? O zaman söylesin
Cem Karaca
Cem Karaca
O renk, o zaman dans: youtu.be/xhiqDum5LY8
•Yazar Ve Kitap Önerileri• *Stefan Zweig/ Satranç, Amok Koşucusu, Lyon'da Düğün *Sabahattin Ali/ Kürk Mantolu Madonna, İçimizdeki Şeytan, Canım Aliye, Ruhum Filiz, Kuyucaklı Yusuf *Fyodor Dostoyevski/ Yeraltından Notlar, İnsancıklar, Budala, Ölüler Evinden Anılar *Zülfü Livaneli/ Mutluluk, Leyla'nın Evi, Huzursuzluk, Sevdalım
130 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.