Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

şehribânû

şehribânû
@sehribankilicin
hesabımı iletişim ve popülerite amacıyla kullanmıyorum. yalnızca kendimi motive etme ve ilerleyişimi inceleme adına kullanıyorum. anlayışınız için teşekkürler.
29 okur puanı
Şubat 2022 tarihinde katıldı
Halledemediler bu lügâzın sırrını kimse bin kâfile geçti hukemâdan fuzelâdan
Sayfa 155
Reklam
alet işler el övünür, talih işler kul övünür
Sayfa 153
Şeb-i yeldâda uzar fecre kadar kıssa-i aşk tâ ki mecnun bitirir nutkunu leylâ söyler
Sayfa 152

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Duruş, kazan, ye, yedir, bir gönül ele getir yüz kâbe'den yigrekdür bir gönül ziyareti
Sayfa 140
Öldüğüm ağlamazın korkum odur kim ölicek seni kimler seve ben âşık-ı mahzun yerine
Sayfa 128
Reklam
194 syf.
·
Puan vermedi
Akasya ve Mandolin
Akasya ve MandolinMustafa Kutlu
7.5/10 · 655 okunma
eh.. "alma mazlumun ahını, çıkar aheste aheste.." denilmiş..
Sayfa 88
insanoğlu yeryüzüne gelince kur(u) ağaçta meyve bitmiş gib(i) olur.
Sayfa 81
Sahibü'l-hayrat olup bu şehdi adn-i cennet içre ola meskeni yaptı ihya eyledi cennette yerin ana yoldaş ede hûrânı mu'în
Sayfa 70
Reklam
Kopmuşuz bizler o öz varlık olan manzaradan, bahseder gerçi duyanlar bir onulmaz yaradan; derler: insanda derin bir yaradır köksüzlük; budur âlemde hudutsuz ve hazîn öksüzlük. sızlatır bazı saatler dayanılmaz bir acı, kökü toprakta kalıp kendi kesilmiş ağacı
Sayfa 68
Gece şi'riyle sararken koca mustâpaşa'yı, seyredenler görür allah'a yakın dünyayı. yolda tek tük görülenler çekilir evlerine, gece sessizliği yayılır semtin her yerine, bir ziyaretçi derin zevk alarak manzaradan, unutur semtine yollanmayı artık buradan. gizli bir his bana, hâtifgibi, ihtâr ediyor; çok yavaş, yalnız içimden duyulan bir sesle diyor; "gitme! kal! sen bu tarafhalkına dost insansın; onların meşrebi, iklimi ve ırkındansın. gece, her yerdeki efsunlu sükünundan iyi, avutur gamlıyı, teskin eder endişeliyi ne ledünní gecedir! tâ ağaran vakte kadar, bir mücevher gibi sünbül sinan'ın rühu yanar. ne saadet! bu taraflarda, her ülfetten uzak, vatanın fatihi cedlerle beraber yaşamak!
Sayfa 66
Dört asırdır inerek câmie nûr üstüne nûr yerde bulmuş yaşayanlar da, ölenler de huzûr. ona hâlâ gidilirken geçilir bu yoldan, göze çarpar ölüm âyetleri sağdan soldan, sarmaşıklar, yazılar, taşlar, ağaçlar karışık; hâfiz osman gibi hattatla gömülmüş bir ışık bu mezarlıkta siyah toprağı aydınlatıyor, belli, kabrinde o, bir nûra sarılmış yatıyor.
Sayfa 63
Serviliklerde sükün, yolda sükün, evde sükûn bu taraf sanki bu halkıyla ezelden meskûn bir afif aile sessizliği var evlerde; Örtüyor fakrı asâletle çekilmiş perde kaldırımsız, daracık, iğri sokak, doğru sokak… her geçildikçe basılmış ve düzelmiş toprak. kuru ekmekle, bayat peyniri lezzetle yiyen, çeşmeden her su içerken: "şükür allah'a" diyen yaşıyor sade maîşetlerin en safında rûh esen kuytu mezarlıkların etrafında.
Sayfa 61
iki Dünya - serviler ve sükun
Bir bahar yağmuru yağmış da açılmış havayı hisseden kimse hakikat sanıyor hulyayı ahıret öyle yakın seyredilen manzarada o kadar komşu ki dünyaya duvar yok arada geçer insan bir adım atsa birinden birine kavuşur karşıda kaybettiği bir sevdiğine.
Sayfa 60
200 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.