Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.37.7
Selmin
Selmin
@selislibrary
Okul Öncesi Öğretmenliği
Lisans
61 okur puanı
Aralık 2019 tarihinde katıldı
Şu anda okuduğu kitap
Okuma Hedefleri
Efsuncu Baba
Hüseyin Rahmi'nin anlatım dilini ve değindiği toplumsal sorunları beğeniyorum. Bu kitabında da büyücülükle uğraşıp insanların duygularını sömürenleri eleştirmiş. Yazardan okuduğum ikinci kitap oldu. Konuşma ağızları ve olaylara giriş geç olduğundan ilk 20 sayfa okumakta biraz zorluk çektim. Sonrasında çok daha akıcı hâle geldi. 77 sayfadan oluşuyor. Güldürürken düşündüren kısa, öz bir klasik. İlk baştaki zor okunan sayfalara dayanırım diyenlere tavsiye ederim. Yazarın Hazan Bülbülü eserini de çokça öneririm.
Alıç Ağacı'nın Altında
Söyleyecek çok şey var ama boğazım düğümlenir. Ağlattı ve darmadağın etti bu kitap beni. Yıllar önce bir fuarda çok uyguna almış ama okumayı hep ertelemiştim. Beni bu kadar etkileyeceğini asla tahmin etmezdim. Çok çok güzeldi. Daha önce bu kadar saf ve güzel aşk okumamıştım. Sevgi, fedakârlık, sabır ve ince düşünmek... Okurken hayran kaldım. Jianxin'in nahif ve düşünceli halleri, Jingqui'nin onca zorluğa rağmen ailesi için her türlü zor işte çalışması kalbime dokundu. Birbirlerine duydukları yoğun ve saf aşk etkileyiciydi. İnsanların sınıfsal ayrımcılığa maruz kalması çok üzücüydü. Bu kitabın klasikler arasına girmesi gerektiğini düşünüyorum. Konusu, anlatımı ve her şeyiyle hak ediyor. Nedense arka planda kalmış ve ünlü bir kitap değil. Çok daha fazla ilgiyi ve okunmayı hak ediyor. Filmi de var kitabı okuduktan sonra izledim. Filmde oyuncular mekânlar vs. çok iyi seçilmiş ama konu bütünlüğü yok ve olaylar çok eksik. Mutlaka önce kitabı okumanızı öneririm. Unutamayacağım kitaplar arasında yerini aldı ve çok güçlü bir gönül bağı kurduğumu hissediyorum kitapla.
Yeni Bir Umut
Yazar resmen ilk kitap "Umutsuz"u copy paste yapmış. Yaklaşık 100 sayfa farklıydı. Onun harici bire bir aynı sahneler aynı diyaloglar. Bu kadar da olmaz yani. Erkek karakterin gözünden deyip de aynı olayları bir daha bir daha okutmak hangi akla hizmet. Zaman kaybıydı. Neyse ki kolay okunan bir kitap hızlı bitirdim. İkinci kitaba hiç gerek yoktu. Holder'ın kardeşi hakkında hissettiklerini okuduğumuz kısımlar güzeldi. Aynı yerlerin bire bir olması dediğim gibi sevmediğim bir durum oldu. İlk kitabı biraz unutunca okunması daha mantıklı olur. Ben arka arkaya okudum.
Okur Takip Önerileri
39 sayfa Muallim Naci'nin kendi çocukluk anılarını anlattığı bir eser. Kitap akıcıydı. Dönemin yaşayışını okumak çok güzeldi. Ayrıca 8 yaşlarında bir çocuğun ağzından anılarını dinlemek de çok keyifliydi. Daha uzun olsaydı dedim. Okumanızı öneririm.
Jane Austen'ın kalemiyle tanışma kitabım Aşk ve Gurur'u okumuş bulunuyorum. 18.yüzyılın sonlarına doğru İngiltere'nin küçük bir kasabasında yaşayan beyefendi aynı zamanda korumacı bir baba Mr.Bennet ve onun aklı havada karısı Mrs. Bennet'in beş kızının iyi bir evlilik yapmak dışında hayatta başka seçenekleri yoktur. Kızlardan Elizabeth, kent
Serinin ikinci kitabını okudum. İlk kitap gibi Avonlea'da çok güzeldi. Bu kitapta seriye yeni karakterler eklendi. Bu karakterlerin her birini ayrı sevdim. Özellikle ikizlerden küçük Davy okurken beni çok neşelendirdi. Paul İrving ve Bayan Lavendar'ı da çok sevdim. Gilbert Blythe'dan arada bahsetmiş yazar küçük olaylarda ama bu kitapta çok aktif değildi. Anne'in ilk öğretmenlik deneyimini, öğrencileriyle olan ilişkisini okumak çok güzeldi. Kitapta yine bir sürü yeri işaretledim. Yazarın anlatımına hayranım. O kadar fazla güzel ve anlamlı cümle vardı ki tüm kitabı çizesim geldi okurken. Çok akıcı ve güzel bi kitaptı. Beni pozitif enerjiyle dolduran bir karakter Anne. Hayal gücüne ve iyi kalpliliğine hayranım o nedenle çok seviyorum. Dizi uyarlamasını önceden izlemiş olduğum için oradaki mekân ve kişileri zihnimde canlandırıyorum okurken bu nedenle daha da keyifli oluyor kitap. Devam kitaplarında neler olacağını çok merak ediyorum. Bu mükemmel seriyle ve Green Gables'lı Anne'le bir an önce tanışmanızı şiddetle öneriyorum.
Daha önce Şeytanın Eli romanını okuyup beğendiğim Jennifer McMahon'un uzun zaman sonra başka bir kitabını okudum. Şeytanın Eli doğaüstü temalıydı bu kitabı polisiyeydi. Küçük Ernie, tavşan kostümü giymiş biri tarafından bir benzinlikte kaçırılır. O anda bu olaya şahit olmasına rağmen donup kaldığı için müdahale edemeyen Rhonda olay sonrası kendini çok suçlu hisseder. Bunun üzerine küçük kızı kimin kaçırdığını ve nerede olduğunu bulmak için elinden ne geliyorsa yapmaya karar verir. Bir yandan şu anki olayları okurken bir yandan da 15 yıl öncesini Rhonda'nın arkadaşları ve ailesiyle geçmişini okuyoruz.
Bir geçmiş bir günümüz şeklinde anlatıyor yazar, ben çok seviyorum bu tarzını. Kitap çok akıcı ve sürükleyiciydi. Rhonda bugün olan olayların gizemiyle birlikte geçmişinden gelen aile sırlarına dair gizemi de çözmeye çalışıyor. Sonunu ve kaybolan kızlara ne olduğunu merak ettiğim için elimden bırakamadım. Kitabı çok beğendim ve etkilendim. Olayın çözülmesine yakın bariz ipuçları görene kadar çoğu şeyi tahmin edemedim. Şaşırtıcı ve duygusaldı. Hem polisiye hem de aile sırlarıyla örülü etkileyici bir roman. Hâlâ Jennifer McMahon'un kitaplarıyla tanışmadıysanız çok şey kaçırıyorsunuz demektir. Yazarı okumanızı öneririm. Bu kitabı da çok güzeldi tavsiyemdir.
Çok güzeldii. İlk defa Oyun şeklinde bir kitap okudum hem de edebiyatımızdan. Yazar önsözde belirtmiş sahneye konsun diye değil roman gibi okunsun diye uzun diyaloglar yazdım. Çok da iyi yapmış. Ben çok eğlenerek ve merak ederek okudum. Hatta kitabın birçok yerinde sesli güldüm. Sondaki cümle de efsane bir noktaydı. Akıcı ve güzel bir kitap kesinlikle okuyun derim. Yazarın diğer kitaplarını da okumak istiyorum. Kalemine bayıldım çok sade ve keyifliydi. Şahende ve Naime'ye üzüldüm en masum karakterler hikâyedeki.
Kitabın ters kronolojiyle (sondan geriye doğru) ilerlemesi olayları daha da merak ettirici yapmıştı. Kitabın başında 50 syf. okuyoruz sonra iki hafta sonra diye bir bölüm var o günü okuduktan sonra bir gün öncesine gidip ilk güne kadar ne gibi olaylar olmuş gün gün onu okuyoruz. Bu nedenle olayları daha kolay takip edebilmek için sakin kafayla okumanızı öneririm.10 yıl önce Nicolette'in en yakın arkadaşı Corrine ardında hiçbir iz bırakmadan kasabalarında kaybolur. Bunun üzerine Nic de kasabayı terk eder ve ailesini ziyaret haricinde bir daha kasabada uzun süre kalmaz. 10 yıl sonra Nic kasabaya dönmek zorunda kalır. Fakat geçmiş peşini bırakmaz. Bu sırada bir başka kız daha kaybolur ve Nic iyice bu olayların sebebini merak eder. Nic'in kasabada kaldığı süre zarfında başından geçen olayları okuyoruz. Ve 10 yıl önce kaybolan Corrine ve yeni kaybolan Analeslie 'ye ne oldu, nasıl ve neden kayboldular? bu soruların yanıtlarını aratıyor kitap. Ben okurken çok merak ettim ve kitap çok akıcıydı. Sadece yazarın bazı kısımları gereksiz uzattığını düşünüyorum 460 sayfa yerine daha kısa bir kitap olabilirdi. Bir de geçmişte yaşanan olayları daha ayrıntılı açıklasaydı süper olurdu. Kitabın sonunu hiç tahmin edemedim bu nedenle de çok beğendim. Polisiye, gerilim ve ters kronolojiyle yazılan kitapları seviyorsanız okumanızı öneririm.
Yazar gerçek bir seri katil olan Karındeşen Jack'ten esinlenip yazmış romanı.Olaylar 1888'de Londra'da geçiyor. Kitap çok ilgi çekici ve ürpertici başladı.17 yaşındaki Audrey Rose, doktor amcasının laboratuvarında otopsi asistanlığı yapmaktadır.Başta babası olmak üzere toplumun kadının bu tür işlerde çalışmaması gerektiği düşüncesine karşın Audrey
Ay Günlükleri serisinin ara kitabı Levana'yı okudum. 215 sayfa olduğu için bir günde bitti. Kitap Ay kraliçesi Levana'nın geçmişini anlatıyordu. Kız kardeşi prenses Channary ve yeğeni prenses Selene ile yaşadıkları ve Levana'nın özel hayatı (aşkı) anlatılmıştı. Karakterin geçmişiyle ilgili önceki kitaplarda olmayan çok önemli ve ilgi çekici ayrıntıları vermiş yazar. Prenses Selene'ye ne olmuş nasıl olmuş bu kitaptan tam anlamıyla öğrenmiş oldum. Levana çok kötü ve zalim bir kraliçe. Kitaba başlamadan önce bakalım ona acıyacak mıyım neden böyle biriymiş ? diyerek başladım. Ama sadece ufacık bir noktada acıdım ona küçükken yaşadığı bir olaydan ötürü. Böyle bir şey yaşamış olması kötü biri olması gerektiği anlamına gelmezdi. Onun kötülüğünün kendi içinden geldiğini düşünüyorum ve hâlâ daha hiç sevmediğim bir karakter ihtirasları uğruna herkesi harcayacak kötülükte bir kadın. Kitap ara kitap olduğu ve sadece karakterin geçmişini anlattığı için okumasanız da serideki olaylardan bir şey kaçırmazsınız. Fakat ben seriyi okuyorsanız atlamadan Levana'yı da okumanızı öneririm. Çünkü karaktere ilişkin diğer kitaplarda olmayan çok önemli ayrıntılar vermiş yazar. Mutlaka okumanızı öneririm.
Serinin diğer kitapları gibi Cress de mükemmeldi hatta bir tık diğerlerini de geçti. Karakterler ve olay örgüsü olsun her şeyiyle harikaydı. Sürükleyici ve heyecan doluydu. Thorne karakterine daha da aşık oldum. Cress de çok tatlıydı. Olaylar bomba gibi ilerliyor. Sıradaki kitap için heyecanlıyım.
666 Park Bulvarı'nın devam kitabı.İlk kitaba göre Karanlık Büyü çok daha aksiyonlu ve şaşırtıcıydı. Gossip Girl den sonra Manhattan havası solumak iyi geldi. Yazarın anlatım dili ve karakter analizleri de çok iyiydi. Benim sevdiğim bi seri oldu.️ Marketten tanesini 6.90 gibi bi fiyata almıştım. Çok iyi denk gelmiş. Fantastik seviyorsanız ve cadı konulu kitaplara ilgiliyseniz indirimde görünce alıp okumanızı öneririm.Bu arada kitapların "666 Park Avenue" isimli 13 bölümlük dizisi de var. Onu da izlemek için sabırsızlanıyorum.
Fantastik türdeki 666 Park Bulvarı,New York'ta yaşayan sosyete ailedeki Cadıları konu ediniyor.Klişe bir konusu olmasına rağmen sürükleyici ve sürprizlerle dolu bir kitaptı.Akıcı ve merak ettirici olduğu için okurken keyif aldım.Yazarın dili güzeldi.Beğendiğim bir kitap oldu.Markette indirim sepetinden 6.90 gibi bir fiyata almıştım.İkinci kitaba geçmek için sabırsızlanıyorum.Fantastik severiyorsanız indirimde görürseniz alıp okumanızı tavsiye ederim..
1800'lerde Fransa'da giyotinle idam cezasının uygulandığı dönemde idam cezasına çarptırılan bir mahkûmun yaşadıklarını,hissettiklerini ve ruh halini anlatmış yazar. Baş karakterin iç dünyasını o kadar iyi ifade etmiş ki empati kurup onun hissettiklerini anlayabildim. Cezasının sabitlenmesinin üzerine 6 hafta sonra idam edilmek için hapishanede kalmaya devam ediyor. Ve o sırada hapishanede kendisinin ve diğer mahkûmların maruz kaldığı kötü muamelelerin onda uyandırdığı duyguları anlatıyor. Yazar dönemin ceza sistemine bir eleştiri olarak yazmış kitabı. Cezanın gerekliliği veya kaldırılması tartışılır. Fakat yazarın ölüm cezası yerine toplumda bu suçların işlenmesine sebep olan nedenlerin araştırılıp suçluları topluma geri kazandırma yönündeki önerisi bana mantıklı geldi. Kitabın başında uzunca bir önsöz var ben orayı kitabı bitirince okudum. Yazar giyotin idamına olan eleştirilerinden ve bu cezanın uygulandığı dehşet verici bazı olaylardan bahsetmiş. Bu ceza yönteminin ne kadar korkunç olduğunu düşündüm oraları okuyunca. Çok beğendiğim ve beni etkileyen bir kitaptı. Mutlaka okumanızı öneririm. 5/5
#kitapyorumu
Sırça Köşk
Kitap öykülerden ve en sonundaki dört masaldan oluşuyor.Her zamanki gibi yazarımız değişik konulara değinmiş hikayelerinde.Anadoluyu ve insanların yaşadığı zorlukları anlatan hikayeler de vardı.Hikayelerin çoğunu beğendim ama birkaç tanesini okurken biraz sıkıldım.Bunun sebebi o hikayelerde hareket ve akıcılığın olmamasıydı.Masallardan en çok "Sırça Köşk" ve "Bir Aşk Masalı'nı" beğendim.O masalların ana fikri ve verdiği mesaj güzeldi.Kitap genel olarak iyiydi ama daha önce okuduğum "Değirmen" öykü kitabı bana göre bi tık daha güzeldi.
#kitapyorumu
Başıbozuk Sevdalar
Canan Tan dan okuduğum 3.kitapla karşınızdayım.Öncelikle daha önce "Hasret","Pembe ve Yusuf" kitaplarını okudum.Bu kitabının onların yanında çok sönük kaldığını düşünüyorum.Kitabın konusu Şiir adındaki baş karakterin farklı zamanlarda hayatına giren 3 erkeğin etkileri.Kitabın ilk sayfasında yazar neredeyse kitabın ortalarında olacak bir olayı vermiş.Açıkçası bu beni biraz üzdü.O olayı okurken yeri geldiğinde öğrenmek isterdim.Çünkü o ana kadar olan bir çok olayın sonucunu tahmin etmeme sebep oldu.Tabi yine de kitabı okumaktan kendimi alamadım.Çünkü Şiir'in sonrasında yaşayacaklarını merak ettim bir de yazarın dili çok sade.Bu yüzden kitap su gibi aktı gitti.Kitap boyunca Şiir'in gönül maceralarını okuyoruz.Kitapta pek şaşırtıcı olay olmadı.Ve beni çok etkilemedi.Fakat günlük bir dille yazılmış olması nedeniyle çabucak bitti ve beni yormadı.Fazla bir beklentiye girmeden kafa dağıtmak ve keyifli zaman geçirmek için okunabilecek bir kitap.3/5
•
#kitapyorumu
HOBBİT
Filmlerini izleyip çok sevdiğim Hobbit'i okudum. Kovuğunda sakin ve huzurlu bir yaşam süren hobbit Bilbo Baggins, kendini beklenmedik bir maceranın içinde bulur. Dağaltı kralının oğlu Thorin,ejderha Smaug tarafından yıllar önce ele geçirilen krallığını ve hazinesini geri almak istemektedir. Büyücü Gandalf'ın öncülüğünde 13 cüce ve 1 hobbit Yalnız Dağ'a doğru yolculuğa çıkarlar. Yolculuk boyunca başlarına gelenleri ve yaşadıkları maceraları okumak çok eğlenceliydi. Filmleri önceden izlemiş olmam iyi oldu bence. Çünkü goblin,elf,cüce,trol bunların görünüşünü hayal etmem zor olurdu. Uzun zaman önce izlediğimden ayrıntıları unutmuştum zaten. Kitabı okurken filmden sahneler gözümde canlandı. Tolkien'in üslubu çok akıcı okurken hiç sıkılmıyor insan. Oluşturduğu kurgu ve ırklar zaten harika. Bunları nasıl hayal edip yazmış hayranlık verici.Fantastik sevenlere mutlaka Hobbit'i okuyarak Tolkien'le tanışmalarını öneririm.
Kitap baş karakter Werther'in arkadaşına yazdığı mektuplardan oluşuyor.Werther nişanlı bir kız olan Lotte'ye aşık olur.Mektuplarında yaşadığı imkansızlıklarla dolu aşkını arkadaşına yazar.Ana olaydan çok Werther'in ruh halini ve çektiği aşk acısını okuyoruz.Konusu ve altını çizdiğim cümleler oldukça güzeldi.Fakat yazarın anlatım tarzı beni çok bunalttı.Sanki çok uzatmış bazı yerleri.Tabi klasik bir kitap olduğu için çok da diyecek bir şey yok.Sonu etkileyiciydi.Özellikle son birkaç cümle.
Genç Werther'in AcılarıJohann Wolfgang Von Goethe · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2021121,1bin okunma
"Kerpeten" Kitap Yorumu
Bir günde okuyup bitirdim.Osman Aysu'nun anlatım dilini çok seviyorum.Kitap o kadar akıcı ve sürükleyici ki elimden bırakamadım.Katil yakalanacak mı,acaba nasıl yakalanacak,başkasını da öldürecek mi derken bir baktım kitap bitmiş.Sonuna kadar heyecan ve merak duygum hiç düşmedi.Son sayfadaysa şok oldum Osman Aysu yapmış yine yapacağını dedim.Kitapta konusu dolayısıyla çok abartılmasa da +18 unsurlar çokça var.Yaşı çok küçük arkadaşlara biraz daha sonra okumalarını tavsiye ederim.Polisiye severlere okumasını öneririm.
