Sen her şeyimsin benim.
Ve bu her şeyden bir küçücük zerre eksilse, ben bomboş kalırım.
Emin ol ki hiç bir insan başka bir insanın önünde bütün deliliklerini, ruhunun bütün korkunç taraflarını bu kadar açıkça itiraf etme cesaretini gösterememiştir.
Ben eğer bu cesareti gösterebildiysem seni hudutsuz, uçsuz bucaksız sevdiğimden, seni kendimden ayırt edemediğimdendir...!
"Sana buraya bazı şeyler koyuyorum. Yol boyunca aklında olsun. lazım olursa açar okursun. Olmazsa da olsun, bir zararı yok, burada dursun."
Birhan Keskin, fakir kene
"Sabahları kitap mürekkebinin kokusunu içime çekmeyi severim."
Tanıyanın, O'nunla tanıştığı bir şiir vardır. Yani benim gibi önce bir şiirin şairi olarak adını duymuştur, eğer tanıdıysa. Sonra biraz daha incelediyse devamı gelmiştir. İlkin 'Ihlamurlar Çiçek Açtığı Zaman' dı tabi O'nu tanıdığım zaman. 10-11 sene öncesine denk geliyor. Ama O'nu daha da sevdiğim başka bir şiiri vardır. İstedim ki duymamış
‘’ Ben o yazdıklarımı ancak sana yazabilirdim. Çünkü şu kâinat denen nesnenin içinde en çok sevdiğim yürek, üstüne en çok titrediğim insan kalbi senin göğsündedir. Ve ben işte böyle, büyük ve korkunç bir tezat cehenneminin içinde yanarak, bu en aziz bildiğim kalbin üstüne delice sarıldım… Bana acı demiyorum. Yalnız ıstırabıma hürmet et ve sana ne kadar bağlı olduğumu anla… Sen benim yalnız arkadaşım değilsin, yalnız arkadaşlığımız beni doyurmaz, ben aramızda yalnız arkadaşlık rabıtalarıyla iktifa edeme. Sen her şeyimsin benim. Ve bu her şeyden bir küçücük zerre bile eksilse ben bomboş kalırım. Emin ol ki hiçbir insan başka bir insanın önünde bütün deliliklerini, ruhunun bütün korkunç taraflarını bu kadar açıkça itiraf etmek cesaretini gösterememiştir.’’