Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Senanur Kul

İnsanoğlu "kendini tanıyabilse" evren içindeki boyutunu ve sınırlı süresini kavrayabilse birçok sorun çözülecek ama hırs buna imkân vermiyor işte. Evren ölçeğinde bile kelebek ömrü kadar bile olmayan insan yaşamını, böyle gerginliklerle ziyan etmeye değer mi? Bir parça alçakgönüllülük, gündelik hırslardan birazcık arınma dünyayı cennete çevirmeye yeter: hem size, hem başkalarına.
Reklam
Hayat Kuralı No. 24
Bizden koparılmış olsalar sahip olduklarımızı nasıl göreceğimizi tam da kendi gözlerimizle görmeye çalışmalıyız: Mal mülk, sağlık, dostlar, sevgili, karı ve çocuk ya da işte her ne ise. Değerlerini çoğu zaman onları kaybettikten sonra hissederiz. Eğer bunu gerçekleştirebilirsek, sahip olmak ilk etapta bizi doğrudan doğruya daha da mutlu eder; ikinci olarak da kaybın kesinlikle önüne geçeriz, malımızı tehlikeye atmayız, dostlarımızı öfkelendirmeyiz, karılarımızın sadakatini sınamayız, çocuklarımızın sağlığını gözetiriz vs. Sahip olmadığımız şeylere bakarken, "Benim olsaydı nasıl olurdu?" diye düşünme eğilimindeyizdir ve işte böylece yokluğu hissederiz. Oysa bunun yerine sahip olduğumuz şeyler için sık sık şunu düşünmemiz gerekirdi: "Bunu kaybetsem ne olurdu?"

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
"Fakat hiçbir şey insanın dikkat çekmeyecek şekilde davranması ve başkalarıyla pek az, kendiyle ise bol bol konuşması kadar fayda sağlamaz. Sohbetin baştan çıkarıcı bir yanı vardır, gizlice sokulup yanaşır ve sarhoşluktan ya da aşktan farksız şekilde sırları açığa çıkarır. Hiç kimse, duyduğu şeyi kendine saklamaz. Hiç kimse duyduğu kadarını söylemez. Meseleyi kendine saklamayan biri, meselenin sahibini de kendine saklamayacaktır. Her insanın, ona ne kadar güveniliyorsa o kadar güvendiği biri vardır. Gevezeliğine gem vurup bir insanın kulağıyla yetinse bile nihayetinde yine de insanları bilgilendirecektir; böylece sır olan bir şey, genel sohbetin konusu olacaktır."
HAYAT KURALI No. 6
“İnsan yapabileceklerini isteyerek yapmalı ve çekmesi gereken acıyı isteyerek çekmelidir. İstediğimiz gibi yaşamamalıyız, yaşayabileceğimiz gibi yaşamalıyız.”
Reklam
“Ne değerli oluyor elde edemediklerimiz. Bir kere de elde ettik mi, başka şeye yöneliyor tutku. Dinmez, onulmaz bir susuzlukla bağlıyız yaşama."
"Başkasının mutlu olması seni rahatsız ediyorsa asla mutlu olamazsın."
“Dünyadaki en iyi şeyin acısız, sakin, tahammül edilebilir bir varoluş olduğunu kabul ederiz. Böylece onun değerini biliriz ve bunu hayali zevklerin huzursuz özlemiyle ya da aslında tümüyle kaderin elinde olan belirsiz bir geleceğe ilişkin ürkek endişelerle mahvetmekten kaçınırız; istediğimiz gibi mücadele etmeyi arzu ederiz.”
“Aklı başında kişi hoş olanın değil, acı vermeyenin peşindedir.”
“Arkadia'da doğduk hepimiz" başka bir deyişle dünyaya mutluluk ve zevk beklentisiyle dolu olarak adım atarız ve kader bizi hoyrat bir şekilde yakalayıp hiçbir şeyin bizim olmadığını, her şeyin ona ait olduğunu gösterene kadar bunu gerçekleştirmeye yönelik o aptalca umudu koruruz; nitekim kader yalnızca sahip olduğumuz ve edindiğimiz bütün her şey üzerinde değil, aynı zamanda kolumuz ve bacağımız, gözümüz ve kulağımız, hatta yüzümüzün ortasındaki burnumuz üzerinde bile tartışmasız bir hakka sahiptir.
Reklam
“Anlayışlı olmak, mutluluğun ana parçasıdır.”
''Din kardeşlerim, varsıllık bir insanın sahip olduklarında değil; fakat, varsıllığı olmadan yaptıklarındadır. Tanrı'dan korkun! Tanrı'dan korkun! Yaşlandığınız zaman da, fakat gençken de O'ndan korkun! Güçsüz olduğunuz zaman O'ndan korkun, fakat güçlü olduğunuz zaman da O'ndan korkun! Güçlü olduğunuz zaman O'ndan daha da çok korkun, çünkü o zaman Tanrı daha da acımasız olacak. Ve şunu da bilin ki Tanrı'nın gözleri bir sarayın görkemli kapılarının ardında olanları da görür, bir kulübenin kerpiç duvarları arkasındakileri de. Sarayların duvarları arasında neler görüyor acaba?"
"Binlerce aç insanın karnını doyurabilecek, binlerce yetimin yüzünü güldürecek denli çok parayı nasıl, ne zaman, hiç utanmadan, hesapsızca, yalnızca kendi hoşnutluğunuz için harcadınız? Evler, tarlalar sanki yalnızca sizinmiş gibi davranıyorsunuz. Her şeyin tek ve gerçek sahibinin yalnızca Yüce Tanrı olduğunu nasıl unuttunuz? Her şey O'ndan gelip istediği zaman yine O'na dönmeyecek mi? Tıpkı bizlerin de günahlarımız ve sevaplarımızdan başka hiçbir şeyi birlikte götürmeden O'na döneceğimiz gibi?''
Ölüm yaşamımızın iki ucundan tutmakta: Yaşlılık ölüme, çocukluktan daha yakın değildir.
Ne çok isterdim tek bir çocuğun ahının, koskoca devletleri tuzla buz etmesini, orduları bozmasını, ölüm kusan savaş uçaklarını düşürmesini.
Sayfa 106Kitabı okudu
524 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.