Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Sena Nur Gür

Cesaret korkusuzca hareket etmek değil, korkuyor olmamıza rağmen bir hedefin üstüne gidebilme kararlılığıdır.
Reklam
Elbette, ara sıra kendinizi şımartmakta yanlış bir şey yoktur. Bazen o limonlu cheesecake'i yemek aslında bir tür öz bakımdır. Ancak aşırı hoşgörü (tüm cheesecake'i yemek) iyi hissettirmez. Ters etki yapar, çünkü gerçekte istediğimizi elde etmemizi engeller; en yüksek potansiyelimize ulaşmamızı.
Yeterince iyi olup olmadığınızı soran öz eleştirinin aksine, öz şefkat "sizin için neyin iyi olduğunu" sorar. Öz şefkat, sağlıklı ve mutlu olmak için içsel arzunuza dokunur. Kendinizi önemsiyorsanız, öğrenmek ve büyümek için yapmanız gerekeni yaparsınız. Bu, sevdiğiniz bazı şeylerden bir süreliğine vazgeçmeniz anlamına gelse bile, yararsız davranış kalıplarını değiştirmek istersiniz.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Aslında öz şefkat tam da özsaygının bizi hayal kırıklığına uğrattığı yerde devreye girer; başarısız olduğumuzda ya da değersiz hissettiğimizde. Özsaygının kararsız hayali bizi terk ettiğinde, her şeyi kapsayan öz şefkatin kucaklaması orada, sabırla bekler.
Öz saygımızı tamamen performansımıza indirgediğimizde, hayattaki en büyük sevinçlerimiz çok zor bir iş gibi görünmeye başlayabilir, zevkimiz acıya dönüşebilir.
Reklam
Kendimizi yargılayıp kendimize saldırdığımızda hem eleştiren hem eleştirilen rolünü üstleniriz. Yerde olan kadar, kırbacı tutan bakış açısıyla da kendi yetersizliklerimize karşı bir öfkeye kapılabiliriz. Haklı bir öfke oldukça iyi hissettirir.
Acımız kendini yargılamaktan kaynaklandığında bunları acı olarak görmek daha da zorlaşır. Bu tür anların şefkatli bir tepkiyi hak edecek türde acılar olduğunu kabul etmeyiz genelde. Nihayetinde her şeyi batırmıştım, bu da cezalandırılmam gerektiği anlamına gelmiyor muydu?
Birçok insan öz şefkat fikrine karşı direnç gösterir. Bu gerçekten kendine acımanın bir türü değil midir? Veya kendini şımartmak için bir kelime?
Şefkat hakkını kazanmak zorunda değiliz; bu bizim doğuştan hakkımızdır.
Yaratıcılık için meraktan daha fazlası gerekir; bu ayrıca insanın kendi yeteneklerini merak etmesi olarak vasıflandırılabilecek içsel bir dürtü veya hırs gerektirir. Neler yapabileceğimizi gerçekten biliyor muyuz?
Reklam
Küpte yukarı veya aşağı, sağ veya sol yoktur. Çekiciliğinin bunca yıldır devam etmesinin, her türden insanı birçok farklı şekilde meşgul etmesinin nedenlerinden biri de aslında bir bütün olduğu hâlde tümünü birden aynı anda görebilmenin olanaksız olmasıdır.
Okulu seviyordum ve hayatı çok ciddiye almıyordum. Dünyada bir iz bırakmayı şiddetle arzulayan bir genç değildim. Ama kendimi destekliyordum ve durumun bilinçli olarak farkında olmasam da sırf para kazanmak için yapmadığım bir işim olduğu için çok şanslıydım.
Bana sorarsanız yaratıcı bir şekilde, kendinden emin olarak ve etkinlikle problem çözme yeteneği gerçek zekânın önemli göstergelerinden biridir.
Evet, yükseköğrenime başlamak için girilen sınavlar çok zor olabilir ama on sekiz yaşındaki bir genci kim yargılayabilir ve yetişkin olarak neler yapabileceklerini kim değerlendirebilir? Gerçekten ölçebileceğimiz şey çocukların becerilerini geliştirmek için gösterdikleri çaba olabilir.
Okulu bitirdiğimiz zaman genellikle kim olduğumuzu bilemeyiz. Ne bildiğimiz veya neye ilgi duyduğumuz ya da neler yapabileceğimiz hakkında hiçbir bilgimiz yoktur. Üstelik dünyanın ne kadar renkli bir yer olduğunu kavrayamadan mezun oluruz. Belki de gerçek eğitimde çocukların yüzlerine bir ayna tutulmalı ve böylece aslında kim olduklarını görebilmeliler.
81 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.