"İşte İbo'nun ayağını bastığı toprak: dağ ve zindan...
işte direncin karşısında zalimin çaresiz kalışı...
ve işkenceye karsı direnişiyle efsanelesen bir hayat..."
Dikkat spoiler içerir.
Yazardan bir önceki romanı gibi güzel bir araştırma eseri. Diyarbakır cezaevinde resmi kayıtlarda intihar olarak geçen olayın baş aktörü, TML-KP örgütü üyesi İbrahim Kaypakkaya'nın hayat hikayesini anlatıyor. Okul dönemleri, siyasete başlaması, Doğu ve Güneydoğu'daki faaliyetleri, yakalanması, sorgulanması, işkence görmesi, babası Ali'nin ona ulaşmak için çabası ve en sonunda cesedini alarak geri dönmesini anlatıyor bu kitap. Her ne kadar taraflı yazılmış olsa da güzel bilgiler barındırıyor bu kitap. Keyifle okunan bir roman.
Oğlunun karşısında sanki kanı kurumuştu Ali Kaypakkaya'nın. Karşısında o yiğit, o dal gibi oğlunun yerine kesilmiş delik deşik edilmiş insan parçacıkları duruyordu. Boğazı ve gırtlağı tamamen çürümüş ve simsiyahtı.Sanki çembere alınmış da sıkılmış gibiydi. Daha sonra da kesilip parçalanmıştı boğazı. Omuzlarında göğsünde sürüyle delik vardı.
Görüntüler karşısında İbo'yu tabutuna yetiştiren hamal ağlamaya başlamıştı. Ali Kaypakkaya ona parasını vermek istemişti, adam almamıştı. ''Bu bizim insanlık görevimiz demişti.''
Şair Nihat Behram'ın kitabına yasaklama kararı getirildi.
Nihat Behram'ın, İbrahim Kaypakkaya'yı anlattığı, "Ser Verip Sır Vermeyen Bir Yiğit" adlı kitabı 25 yıldır serbest olmasına karşın, kitaba yasaklama kararı getirildi. Kararı, Behram, kişisel sosyal medya hesabından duyurdu.
Behram, 15 yıl yargılanıp beraat eden kitabının yasaklanmasını Twitter hesabından şu şekilde duyurdu:
"Bu ne ya! 40 yıl önce yazdığımda yasaklanan 15 yıl yargılanıp beraat eden, 25 yıldır serbest olan kitabım yine yasaklandı! Gel de isyan etme"
Diyarbakır'da Bir Kaya
Sanki Yükselmiş Aya
Diyarbakır'da Bir Zindan
Zindanda Kaypakkaya
Ey Halkımın Yaralı Gülü
Ey Sol Yanımın Cevahiri
Gökteki Ay, Dağdaki Kaya
İBRAHİM KAYPAKKAYA