Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Okuduğumuz her Fatiha’da dudaklarımızdan dökülen din gününden mi kalplerimiz habersiz , yoksa din gününün sahibine mi imanımız tam değil ?
Kalbimizle aramız iyiyse en olmadık bakışa dahi tebessümle yaklaşıp “gönül neyi severse güzel odur” diyerek hoş görebiliriz.
Reklam
Kalbimin kapısına "Kimse giremez" yazdım, astım. Baktım ki bi gül yüzlü girmiş içeride oturuyor. " Hayırdır, dedim. Görmedin mi yazıyı" " Ben okuma bilmem" dedi. Bilmeyince açılan kapılar da var.🕊️ Serdar Tuncer
Ebdalden olmak istersen çocuklar gibi ol. Çünkü onlarda beş haslet vardır ki onlar büyüklerde olsa evliya olurlardı: rızık için endişe etmezler, hastalandıklarında Allah'ı kimseye şikayet etmezler, yemeği birlikte yerler, korkunca hemen gözlerinden yaş dökülür, kavga ettiklerinde kin tutmaz hemen barışırlar.
Kökü bizde olmayan dalın çiçeği başkası gibi kokuyor..
Sayfa 120
Divanelik güzeldir çünkü, enayiliğe paha biçilmez, delilik ahiret akçesi.
Reklam
Yangın yerinde oyun oynayan çocuklara benziyor halimiz.
Sayfa 116
Ne için varım?
Bu iki dünya ehlinin, yani sadece dünyayı yaşayanların da, dünyada sadece yaşayanların da mottolarının küçük bir farkla nasıl aynı olabildiğini meselesine unutmazsam geleceğim ama önce iki cami arasında beynamaz, daimi huzursuzlar diye tarif edebileceğimiz bir üçüncü taifeden bahis açalım. Bunlar 'ne için varım' sorusunu kendisine soran ve fakat bu soruya bir türlü cevap bulamayanlardır. Yahut soruyu sorup cevabı bulup bir türlü o cevabın gerektirdiği gibi olamayanlar. Yahut bulduğu cevabın hakkını verişi ne yapsalar sürekli kılamayanlar. Med-cezir gönüllüler, dilemmâ ruhlular, çelişki yumakları, benim sevgili kardeşlerim. Gönülleri bırakmaz ki eşkıyalık etsinler, nefsleri bırakmaz ki evliya olsunlar. Bunların bütün yapabildikleri evliyanın haline hakikatini sezemeseler de gıpta ile iç geçirmek, eşkıyanın haline bakıp gerçek olmadığını bilseler de hevesle yutkunmaktır. Bu dünyada bir yaralı kuş gibi, ay sonunu getiremeyen bir kiracı gibi yaşarlar. Kanatları olmasa uçmak gibi bir dertleri olmayacağı için, yolculuğu fark etseler eğlenip kalmayacakları için belki de mutlu olacaklar. Ama hem uçmanın ne olduğunu bilip kanatları kırık olduğu için uçamadıklarından hem de yolu bilip yolcu olduklarını unutarak kaldırım taşlarında oturup kalışlarından mutsuzlardır. Mottoları yoktur; sayıklamaları şudur: "Bu dünya yalan, hayat çok kısa, yaşama dediğin bu değil!"
Sayfa 22 - Profil Kitap YayıneviKitabı okuyor
Ne için varım?
Bu kritik sorunun cevabını verip, o cevabın gerektirdiği şekilde yaşayabilenler de mutlu çünkü aradıklarını bulmuşlar, olmaları gerektiği gibi olmuşlar. Çelişki yok. Yaşıyorlar sadece, bir yolcu gibi, bir misafir kadar yaşıyorlar. Adımları hızlandıkça, menzile yaklaştıkça, yükleri hafifledikçe, ev sahibini memnun ettikçe mutlular. Bu neşeli taife hazeratının varlık ve yokluk, niçin ve nasıl, nereden ve nereye meselesini nasıl hallettiklerine dair maalesef bilgim yok. Şayet olsa idi birazdan zikredeceğim ve içine dahil olduğum üçüncü ve mütemadiyen mutsuz arada kalmışlar taifesine asla dahil olmaz, bilakis bu zevatın aralarına karışıverirdim. Onların nasıl olduklarına dair bilgimin olmaması, bilmekle onlar gibi olunmayacağını bilmeme mani değil. Bu da hiç yoktan iyi galiba. Bu taifenin mottosu şu: "Bu dünya yalan, hayat çok kısa, ânını an etmeye bak."
Sayfa 21 - Profil Kitap YayıneviKitabı okuyor
Meczubun birisi böyle insanlara gider para istermiş. ''Abi bir liran var mı? İki liran var mı abi?" Tatlı bir üslupla da istermiş. Bir gün birisi demiş ki: "Oğlum, isteyip duruyorsun, vermek ne kadar zor, sen biliyor musun?" Cevap muhteşem: "İstemekten de mi daha zor abi?"
Reklam
İnsan kendisini bazen bir çift göz bebeğinin derûnunda bulur, bazen de bir güzelin göz bebeklerinde kaybeder.
Ne için varım?
Hiç sormayanlar mutlu çünkü ne soruları var ne de cevap bulmak gibi bir dertleri... Çelişki yok. Yaşıyorlar sadece, bir ağaç kadar, bir kuş kadar yaşıyorlar. Dal budak saldıkça, yağmur suyunu buldukça, kanatları güçlendikçe, yavruları oldukça mutlular. Bu neşeli taifenin, var olmanın varlığı-yokluğu ile niçin'i-nasıl'ı ile öncesi-sonrası ile bir alıp veremedikleri yok. Onlar kendilerinin varlığından ziyade sahip oldukları şeylerin varlığı ve yokluğu ile ilgililer. Hayatlarını devam ettirmek için lazım olanların sürekliliği, miktarının arttırılması, standardının yükseltilmesi onları daha mutlu kılmaya yeterken, bütün bunların tam tersi şekilde gerçekleşmesi de mutsuzluklarının yegâne sebebi. Mottoları şu: "Bu dünya yalan, hayat çok kısa, gününü gün etmeye bak!"
Sayfa 20 - Profil Kitap YayıneviKitabı okuyor
Sözlerin de kaderi var galiba diğer her şey gibi .
Sayfa 84
Bırakın dünya dönsün dışarıda bildiği gibi. İçinizde bir dünya var. Oraya eğilin.
Yeter, yeter! Yüzünü görmeden özüne vurulduğum güzel.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.