Eminim her birimiz hayatımızın belki çok kısa bir döneminde de olsa erteleme eylemini gerçekleştirmişizdir. O şeyi ertelemenin kattığı huzursuzluk bir yana bir de iç sesimizin hiç susmayan eleştirisel, yıkıcı, despot sözleri daha çok bizi yapmak istediğimiz şeyi ertelemeye itmiştir. Zaten Nihan Hocanın da dediği gibi "Erteleme, iç çocuğun korkmasıdır. Önemsemediğimiz için değil, fazla önemsediğimiz için erteleriz." Çok net bir şekilde durumu izah etmiştir. Peki, ertelemeyi anladık, bu durumu nasıl çözeceğiz diyorsanız. Bu durumu da, temelinde yatan sebep ve unsurlari da öyle güzel kaleme almış eminim okurken içinde "evett, ben de böyleyim!" Diyeceğiniz bir kısım olacaktır. Ayrıyeten yazarın kendi gençlik dönemini, yaşadığı buhranları anlatması ayrıca insanı kendine yaklaştırıyor, samimi kılıyor. Zaten yazarımızın da üstüne bastırarak söylediği "samimiyet"le yaklaşmak istiyorum sözleri de ayrıca bir cezbediyor.