Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
GECE YARISI YOLCULARI | 15
CEREN VE GÖKHAN İyi miydi? Bu adam iyi miydi? Tedirginliği her halinden belli olurken hala hiçbir şey yokmuş gibi davranıyordu. Tanıyordu onu, dört yılını vermişti ona. Daha önce onu böyle görmediğine emindi. İkisi de şöminenin önündeki büyük puflara oturmuşlardı yarı çıplak. Ceren böyle düşünürken, Gökhan pişmanlığın verdiği üzüntüyle yemeklerin
Cahide Sonku, zirveden bulaşıkçılığa
Asıl adı Cahide Serap’tı. Sinema tarihimizde ulaşılması zor ilklerin sahibiydi. İlk kadın stardı; ilk kadın film yönetmeniydi; ilk kadın film yapımcısıydı. Türk Marlene Dietrich’i de denilen Cahide Sonku; sinema dünyamızda zirveyi ve batağın dibini gören en ünlü isimdi. Yeşilçam yapımı İhtişam ve Sefalet’in kadın başrol oyuncusuydu, denilse de
Reklam
Senin dostluk anlayışın bu mu George???
Lennie söz dinledi. George gözünü yerdeki tabancaya dikti. Çalılardan ayak sesleri gelmeye başlamıştı…. Sesler iyice yaklaşmıştı. George tabancayı doğrultup sesleri dinledi. Tabancayı doğrultup namluyu Lennie’nin neşesine yaklaştırarak nişan aldı. Eli titriyordu ama yüzü kararlıydı. Tetiği çekti. Merminin sesi tepelerde yankılanıp geri geldi.
Bir Delinin Özeti
Soğuk bir rüzgar, sokakları dolaşırken, çırpınmaktan yaprakları sararmış olan ağacı sallayarak kendine gelmesi için çabalıyordu sanki. Dışarıda hakim olan gri ışık, camlardan süzülerek odanın içinde bir melankoli yaratıyordu. O, kırık dökük duvarların arasında, yaşamın anlamsızlığına dair bir iç çekişle, eski anılarına gömülmüş bir halde bulmuştu
aşağıdaki tüm o karanlığı ve tüm o korkunç kötülüğü gördü Çok kötü aşağısı, dedi Johannes Sözler silinecek artık, dedi Peter Nasıl da kararlıydı Peter'in sesi Signe rahibin toprağı Johannes'in tabutunun üzerine attığını gördü, ne adamdın ama sevgili Johannes Baba, ne adamdın ama babacığım, diye düşündü, kendine özgüydün, tuhaftın, ama iyiydin
Sayfa 103
Ummu Mabed şöyle betimliyordu kutlu aynayı: "Çok güzel biriydi gördüğüm. Şişman olmadığı gibi zayıf ve ince de değildi. Gözlerinin siyahı ve beyazı birbirinden iyice ayrılmıştı. Saçı, kirpikleri ve bıyıklan gürdü. Sesi toktu. Sustuğu zaman vakarlı, konuştuğu zaman heybetli. Uzaktan bakıldığında insanların en güzeli ve en sevimlisi, dedirtiyordu kendine, yakından bakıldığında hoş bir görünüşü vardı. Çok tatlı konuşuyordu. Orta boylu idi. Bakan kimse, ne kısa ne de uzun olduğunu söyleyebilirdi O'nun. Üç kişinin arasında en güzeli ve nurlu olanıydı. Arkadaşları, etrafını sarmış hep O'nu dinlediler, Bir şey istediğinde hemen yerine getirmeye çalıştılar onu. Konuşması kararlıydı. Asık yüzlü değil, güleçti. Kimseyi kınadığını ve azarladığını görmedim."
Reklam
kitabın en acıtan paragrafları
Tekne kıyıda bekliyordu. Sisin dağılır gibi olduğu anlarda Triss açıkça görüyordu bunu. Oldukça basit bir sandaldı. Kaba bir görüntüsü vardı. Kenarları yalak gibiydi. "Bana yardım edin," dedi Ciri . Sesi özgüvenli ve kararlıydı. Kızın ne demek istediğini, nasıl bir yardım beklediğini önce kimse anlamadı. Durumu önce Dandelion kavradı. Efsaneyi tanıdığı için, bir ara şiirsel bir yorumunu okuduğu için anlamıştı belki. Baygın Yennefer'ı kucakladı. Kadının ne kadar narin ve hafif olduğuna şaşırdı. Kadını kaldırırken birinin destek olduğuna yemin edebilirdi. Omzunun yanında Cahir'in omzunu hissettiğine yemin edebilirdi. Göz ucuyla Milva'nın sarı saç örgüsünü gördüğüne... Büyücü kadını sandala yatırırken Angouleme'in küpeşteyi tutan ellerini gördüğüne yemin edebilirdi. Cüceler Witcher'ı taşıyor, onlara Geralt'ın başını tutan Triss yardım ediyordu. Yarpen Zigrin gözlerini kırpıştırdı çünkü bir an için Dahlberg kardeşleri görmüştü. Zoltan Chivay, Witcher'ı sandala yatırırken Caleb Stratton'un yardım ettiğine yemin edebilirdi. Triss Merigold, Mercan adıyla bilinen Lytta Neyd'in parfümünün kokusunu aldığına bahse girebilirdi. Bir an için Kaer Morhen'den tanıdığı Coen'in ela gözlerini görür gibi olmuştu. Sis Eskalott Gölü'nün üzerine çöken o yoğun sis, duyulara böyle oyunlar oynuyordu işte.
Hz Muhammed (Sallallahu Aleyhi Ve Sellem)..
Ummu Mabed şöyle betimliyordu kutlu aynayı: "Çok güzel biriydi gördüğüm. Şişman olmadığı gibi zayıf ve ince de değildi. Gözlerinin siyahı ve beyazı birbirinden iyice ay­rılmıştı. Saçı, kirpikleri ve bıyıklan gürdü. Sesi toktu. Sustuğu zaman vakarlı, konuştuğu za­man heybetli. Uzaktan bakıldığında insanların en güzeli ve en sevimlisi, dedirtiyordu kendine, yakından bakıldığında hoş bir görünüşü vardı. Çok tatlı konuşuyordu. Orta boylu idi. Bakan kimse, ne kısa ne de uzun olduğunu söyleyebilirdi O'nun. Üç kişinin arasında en güzeli ve nurlu olanıydı. Arkadaşları, etrafını sarmış hep O'nu dinlediler, Bir şey istediğinde hemen yerine getirmeye çalıştılar onu. Konuşması kararlıydı. Asık yüzlü değil, güleçti. Kimseyi kınadığını ve azarladığını görmedim."
Sayfa 13 - Pdf~Şule Yayınları / 20. Baskı • İbn-i Asakir, Tarihu Medineti Dimeşk, C. 3, s. 327-329.Kitabı okudu
200 syf.
10/10 puan verdi
Kayıp Anahtar
KAYIP ANAHTAR Tuğrul TURABOĞLU Yazarımız Tuğrul Beyin üç eseri Maraton, Kayıp Anahtar ve Yaprakların Hüznü aynı anda elime ulaştığında Kayıp Anahtar öyle çok ilgimi çekti ki arka kapak yazısını bile okumadan sayfaları merakla çevirmeye başladım ve tahmin edeceğiniz üzere elimden bırakamadan soluksuz okuyarak bitirdim kitabımı. Oysa ki aynı
Kayıp Anahtar
Kayıp AnahtarTuğrul Turaboğlu · Fihrist Kitap · 021 okunma
91 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.