·
Puan vermedi
Trendeki Yabancılar PATRICIA HIGHSMITH Seviye 4 Michael Nation tarafından yeniden anlatıldı Seri Editörleri: Andy Hopkins ve Jocelyn Potter Pearson Education Limited Edinburgh Gate, Harlow, Essex CM20 2JE, İngiltere ve dünya çapında Bağlı Şirketler. ISBN 0 582 41812 7 Trendeki Yabancılar telif hakkı 1950 Patricia Highsmith Bu uyarlama ilk olarak
The Stranger
The StrangerAlbert Camus · Bokp · 2012110,1bin okunma
Biz niye kendi zamanlarımızı yaşayamıyoruz, niye hep başka zamanlar ve hep başka kendimiz? Ne bu ertelenen, bir tansık olma dileğiyle - tansığın olmasını beklemek değil, özün tansığa dö­nüşmesini ummak- ben'i ve biz'i tansık yapmak arzusu? 'Şimdi'nin karanlığı daha ne kadar üretile­cek? Bu karanlıkta beslenen ruh kurtçukları daha ne kadar maledecek bizleri kendilerine? Bu kurtlar· içten içe daha ne kadar uluyacaklar? Bu görünmez salıncakta daha ne kadar sallanacağız "Aya dokun­mak istiyorum" tümcesini sessiz bir çığlık olarak yi­ neleyerek. Bu huzur için çığlıklar ne köpekler top­lumunda, kim duyar? Çığlıklar neden bu den sessiz? Bu balıkhaneler bu kancalar niye varlar, yüzlerimiz neden yüz bedenlerimiz niçin balık öyle asılı dururken ve dönerken ağır aksak?
Reklam
Biz niye kendi zamanlarımızı yaşayamıyoruz, niye hep başka zamanlar ve hep başka kendimiz? Ne bu ertelenen, bir tansık olma dileğiyle - tansığın olmasını beklemek değil, özün tansığa dönüşmesini ummak - ben'i ve biz'i tansık yapmak arzusu? 'Şimdi'nin karanlığı daha ne kadar üretilecek? Bu karanlıkta beslenen ruh kurtçukları daha ne kadar maledecek bizleri kendilerine? Bu kurtlar içten içe daha ne kadar uluyacaklar? Bu görünmez salıncakta daha ne kadar sallanacağız "Aya dokunmak istiyorum" tümcesini sessiz bir çığlık olarak yineleyerek. Bu huzur için çığlıklar ne köpekler toplumunda, kim duyar? Çığlıklar neden bu den sessiz? Bu balıkhaneler bu kancalar niye varlar, yüzlerimiz neden yüz bedenlerimiz niçin balık öyle asılı dururken ve dönerken ağır aksak?
umutsuzluk
Umutsuzluk kapladı göğü, kararttı her yanı, Kayboldu renkler, solgun düşler, sessiz bir haykırış. Gri bulutlar arasında, umut ışığı saklı kalanı, Karanlıkta bir yol arar, gözlerimiz yaşla ışıl ışıl. Yıldızlar gizlendi, ay tutuldu, karanlığa teslim gece, Umutsuzluk içimizde, bir deniz gibi dalgalanır. Her sabah uyanışta, bir umut ararız yine de, Gözlerimizdeki buğu, yüreğimizdeki sancıyla kalır. Fırtınalar kırar dalımızı, savurur yapraklarımızı, Umutsuzluk, sessiz çığlık, içimizdeki kırık dize. Ama unutma, arkadaşım, her kışın sonunda bir ilkbahar, Yaralar sarılır zamanla, umut yeniden yeşerir gizlice.
Işık Bizi Alana Kadar.
Tanrısal bir süreç.. Zaman kısıtlı ruhun tek diyarı, ölümün gerçekleşmeyeceği bir yer Kokuların en zarif, karanlığın en zifiri olduğu yer, Bir bakımdan duyguların sessiz çığlık attığı bir yer, Tanımlayamadığım bir kaybedişliğin umursanmadığı bir yer, Hayal kurmanın satın alınamayacağı ateşlerin kutsal saydığı günahlar, Ateşin varlığının nedeni olan korkunç çaresizlik yüzünden karaladığım sayfalar. Kötü gördüler, kötülükten oldukça uzak olan ruhumu, Sanatsallığın için de sanatın gücüyle tanrıyla çözemem aramdaki bu kutsal sorunu. Görünüm yüzünden denemeyi bırakıyorum, Bazı ruhlar ait olduğu yerden kaçamaz. Kabullenmek dünyadan uzaklaştırsa bile dünyamın karanlığını o ışıktan alamaz. Sonların sanıları küçücük beyinlerini yok edebilir. Ama ben tanrım üzgünüm kazanmak zorunda değilim ama karanlıkta yaşar nefes alabilirim.
dün akşam bütün yüzünle bana doğru eğilmiştin gözlerin hüzünle doluydu güya beraberdik öptüm ki sen değilmişsin büyük yalnızlığımmış yalnızlığıını emziren korkunç karanlığımmış dün akşam yeniden ıhlamurlar boyunca gittim yine yoldan çingeneler geçiyorlardı öksüz bir cıgara gibi iki nefeste bitirdik sonuna geldik birlikte başladığımızın üfledik birer birer ışıklarını söndürdük haziran gecesi içindeki aşkımızın karanlıkta kaldık yalnızlıkta kaldık istanbul çığlık çığlık ter döküyordu gökyüzü en karanlıktı sonra gözlerin fabrika durağı'ndaki bayram yerinde lacivert saçlı kürtlerin sonra devrilmişliği yumruk kadar yürekleriyle sonra çocuklar sonra niyet çeken askerler karanlıktı sonra sessiz sedasız sevişen ıhlamurlar fabrika durağı | Attila İlhan
Yağmur Kaçağı
Yağmur Kaçağı
s. 33
Reklam
Biz niye kendi zamanlarımızı yaşayamıyoruz
Biz niye kendi zamanlarımızı yaşayamıyoruz, niye hep başka zamanlar ve hep başka kendimiz? Ne bu ertelenen, bir tansık olma dileğiyle - tansığın olmasını beklemek değil, özün tansığa dö­nüşmesini ummak- ben'i ve biz'i tansık. yapmak arzusu? 'Şimdi'nin karanlığı daha rte kadar üretile­cek? Bu karanlıkta beslenen ruh kurtçukları daha ne kadar maledecek bizleri kendilerine? Bu kurtlar· içten içe daha ne kadar uluyacaklar? Bu görünmez salıncakta daha ne kadar sallanacağız "Aya dokun­ mak istiyorum" tümcesini sessiz bir çığlık olarak yi­ çneleyerek. Bu huzur için çığlıklar ne köpekler top­ lumunda, kim duyar? Çığlıklar neden bu den sessiz? Bu balıkhaneler bu kancalar niye varlar, . yüzlerimiz neden yilz bedenleri.ıT.iz niçin balık öyle asılı dururken ve dönerken ağır aksak?
Sayfa 85 - Telos YayınlarıKitabı okudu
SONSUZ ÇIKMAZ
Karanlıkta kayboldum yıldızlar şahit . İzi var, yolu yok ay şahit. Bir başıma kaldım, soldum gece şahit. Hava soğuk sığınacak bir yer bulamadım. Susukunum , kalbimdeki çığlık konuşuyor . Dargınım, içimde sessiz bir çığlık yankılanıyor. Kaybolmuşum, geçmişin izi buluyor. İlkbahardım sonhabarda çiçek açamadım Yollar uzanır önümde, bilinmezlik dolu. Beynimde yankılanan geçmişin solu. Düşlerim bir labirent, kaybettim yolu. Bir kez var oldum ama bir kez yok olamadım Gece sessiz, yıldızlarla konuşuyorum Rüyaların peşinden koşuyorum. Gizemli bir dünya var, içinde kayboluyorum Sonsuz bir çıkmazdım girdim çıkamıyorum • Ahmet Hamdi CEYLAN
Tansık : Mucize
Biz niye kendi zamanlarımızı yaşayamıyoruz, niye hep başka zamanlar ve hep başka kendimiz? Ne bu ertelenen, bir tansık olma dileğiyle tansığın olmasını beklemek değil, özün tansığa dö­nüşmesini ummak- ben'i ve biz'i tansık yapmak arzusu? 'Şimdi'nin karanlığı daha ne kadar üretile­cek? Bu karanlıkta beslenen ruh kurtçukları daha ne kadar maledecek bizleri kendilerine? Bu kurtlar içten içe daha ne kadar uluyacaklar? Bu görünmez salıncakta daha ne kadar sallanacağız "Aya dokun­mak istiyorum" tümcesini sessiz bir çığlık olarak yi­neleyerek. Bu huzur için çığlıklar ne köpekler top­lumunda, kim duyar? Çığlıklar neden bu den sessiz? Bu balıkhaneler bu kancalar niye varlar, yüzlerimiz neden yüz bedenlerimiz niçin balık öyle asılı dururken ve dönerken ağır aksak?
Biz niye kendi zamanlarımızı yaşayamıyoruz, niye hep başka zamanlar ve hep başka kendimiz? Ne bu ertelenen, bir tansık olma dileğiyle — tansığın olmasını beklemek değil, özün tansığa dönüşmesini ummak— ben'i ve biz’i tansık yapmak arzusu? 'Şimdi'nin karanlığı daha ne kadar üretilecek? Bu karanlıkta beslenen ruh kurtçukları daha ne kadar maledecek bizleri kendilerine? Bu kurtlar içten içe daha ne kadar uluyacaklar? Bu görünmez salıncakta daha ne kadar sallanacağız "Aya dokunmak istiyorum" tümcesini sessiz bir çığlık olarak yineleyerek. Bu huzur için çığlıklar ne köpekler toplumunda, kim duyar? Çığlıklar neden bu den sessiz? Bu balıkhaneler bu kancalar niye varlar, yüzlerimiz neden yüz bedenlerimiz niçin balık öyle asılı dururken ve dönerken ağır aksak?
Sayfa 85 - PDF
Reklam
260 syf.
9/10 puan verdi
·
3 günde okudu
"Bu karanlıkta mutlaka bir aydınlık olacak. Bize yardım eder misiniz?"
Daha önce ne yazarı ne de kitabını duymuştum. Instagram’da bir bookstagram hesabında görüp; hem yorumu hem de kitabın konusu ilgimi çektiğinden hemen aldım. Yazar aynı zamanda Pulitzer Ödülü kazanan
Middlesex
Middlesex
kitabının da yazarıdır. Kitap, sondan başlamaktadır. Yani en son ne olduğunu bilerek kitaba başlıyoruz ancak neyin, nasıl ve neden olduğu
Bakir İntiharlar
Bakir İntiharlarJeffrey Eugenides · Domingo Yayınları · 2016852 okunma
180 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.