Çıkmak istediğimiz bir yolda, bazen en yakınlarımız soru işaretleriyle doldurur önümüzü. Bazen herkese izah ederiz de derdimizi, en yakınımızdakilere edemeyiz.
Mehtabım, gülümse de, kalbimde gül büyüsün
Sen ki, güzel gözlerin belki en büyüğüsün
Güneş gibi, ufkumda doğup da yanan gözler
Ruhumun yağmurunu içip de kanan gözler
Masmavi bir denizin ortasında ve kırgın İçiyorum çöllerin bütün susuzluğunu
Damla damla kuruttu bu sevda ve bu yangın
Mendillerin gözümde arayıp bulduğunu
Gönlümün maviliği gitmesin gökyüzünden
Kuşların gülücüğü eksilmesin yüzünden Kar yağsa da bu sessiz vadiye gün bitmesin
Yapraklar üşüse de, çiçekler üşümesin
ben böyle yürümezdim eskiden ak adımla
adımı binbir hece yazamazdım adınla
sensizlikten bunalır tenhalarda gezerdim
batık bir gemi gibi derinlerde yüzerdim
her sabah şimdi senin bahsini açıyorum
her gün bir turna gibi göğünde uçuyorum
endamına bakarken esrarını özlerim
her gece gözlerinle kapanıyor gözlerim