Kırdıklarımızın daha önceden dostlarımız olduğunu ve fazla uzun olmayan bir sürede onlarla karşılaşacağımızın hesabını yapabilmeliydik.
Yapamıyoruz.
Ebrehe kadar hırsımız, Karun kadar arzularımız, Firavun kadar saltanat ihtirasımız, Ebu Cehil kadar kibrimiz ve gururumuz olduğunu göremiyoruz.
Oysa akıp giden hayatın içinde ne kadar söylendiğimiz şey varsa aslında mimarının kendimiz olduğunu hissedebilmeliydik...