***Kitabı henüz okumamış arkadaşlar benimle iletişime geçerlerse kitabı hediye edebilirim***
Öncelikle;
Alegori: bir görüntü, bir yaşantı veya bir davranışın daha iyi kavranmasını sağlamak için göz önünde canlandırıp dile getirme sanatıdır.
İlk Başta romanın alegorik yapısı kafanıza inen, tatlı tatlı acıtan darbeler gibi gelir sonra her satırı gözünüzün önünde canlandırıp ilerlediğinizde, yüzünüzde istemsiz bir gülümseme belirir. Romanı baştan sona kavrayıp anlayabilmeniz için hayal gücünüzün yeterince geniş olması gerektiği gibi genel kültür bilgisine de sahip olmanız gerek.
Roman neyi anlatıyor?
insanoğlu primitiftir, ilkeldir, güce tapar, korkuları vardır; kaçar, hayatta kalma içgüdüsünü doyurmak için her şeyi yapar; doğru.. Her insan önce çocuktur her çocuk melektir; yanlış.. "İyilik-Kötülük" bu her insanda bulunur ve şartlar, yönelimler, varsa ebeveynler, toplum vb. iyi biri mi yoksa kötü biri mi olacağınızı belirler. Medeniyet ve ilkelliğin çatışması kıyamete kadar sürecektir. Romanda herhangi bir dinin ismi geçmemesine rağmen kişisel görüş olarak domuzcuğun taşkın entelektüel birikimiyle "yahudi" toplumunu, simon'un hristiyan/mesih inancını simgelediğini, ralph'in ise akla hizmet eden insanları temsil ettiğini düşünüyorum. Jack ise zorbalığın, ayrımcılığın, faşizmin ete kemiğe bürünmüş halidir hiç tartışmasız.
"-üçüncü dünya savaşı nasıl olacak?"
"-üçüncüyü bilmem ama dördüncü taşlarla ve sopalarla olacaktır"
insanoğlunun hiç değişmeyecek yazılı olmayan kanunu, konunun özeti bu..
Okuduğunuz için teşekkür ederim.