Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Serkut

Etrafınıza şöyle bir göz gezdiriniz. Gerçek hayat denilen şeyin ne olduğunu, nerede olduğunu bilmiyoruz bile. Kitaplarımızı, hayallerimizi elimizden alsalar öylece ortada kalakalacağız.
Can YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Y.A: Analiz etmeye başlayınca, o gözle görülür fedakarlık örnekleri kayboldu, değil mi? Öyle olması doğal.
Sayfa 37 - İlgi Kültür SanatKitabı okudu
G.A: Bazen ürkek bir adam bu korkaklığı yenmeye karar verir ve bunda başarıya da ulaşır. Buna ne diyorsun? Y.A: Bu bize yanlış yönde verilen bir eğitimin karşısında, doğru yönde verilen eğitimin bir gücünü gösterir. Eğitim, etkileşim ve öğretimin doğru yönlerde verilmesinin değeri, tahminlerin üzerinde büyüktür. Kişinin kendi ideallerine yükselmesi yolunda kendini eğitmesi de öyledir
Sayfa 17 - İlgi Kültür SanatKitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Olasılıkla yedi tane büyük aşk var ama bunun için durmadan yolculuk yapmayı göze almalısınız. Ardından ekler:"Eminim aptallar aptalca, sıradan insanlar sıradan aşklar yaşıyorlar. Ama aşkın gücü bunu değiştirebilmesinde yatıyor. Aşk sayesinde akıllanabilir, sıradanlıktan kurtulabilirsin. Yaşadığın bir aşk yıkıcıysa, bunu değiştirebilir ve bir başkasını başka türlü sevebilirsin. . . Bir başkasının ruhuna dokunmaktan daha erotik bir şey yoktur."
Sevgilinin kendisinin bile tanımadığı özelliklerini ortaya çıkarmaya çalışır
Reklam
Şefkat, kabul edilmek, anlaşılmak, onaylanmaya duyulan gibi kolayca bilince çıkabilecek arzuların yanında, aşk içinde kendini tamamen güvende hissetmeye, bedensel sınırların ve ayrılığın tamamen ortadan kalkmasına, bir olmaya duyulan bilinçdışı arzudur.
Yalnızlık, uzandığımızda tutabileceğimiz bir elin varlığında haz veren bir yaşantıdır.
"Güvenli bağlanma yaşıyorsak aşk ve cinsellik, iyi ve kötü, aydınlık ve karanlık arasında dışlayıcı ayrımlar yapılmaz, bir insanda ve ilişkide bütün bunların hepsinin bir arada veya ardı sıra var olabileceği gerçeği ile yüzleşiriz"
“Bir insan kendini ne kadar değersiz hissederse, o kadar benmerkezci olur, der Adler.Çünkü ancak verebilecek durumda olduğunun bilincinden olan birey, birine bir şeyler vermeye hazır olabilir.”
Suçluluk duyguları, genellikle, ilişkilerimizde yaşadığımız olumsuz duyguları bilinç alanımızdan uzaklaştırarak onlara yabancılaşmamızdan kaynaklanır.
Reklam
Bize tarih de coğrafya da yanlış öğretilmiş. Tarihi durmadan geömiş günlerin övünmesi olarak öğrendik. Babalarımız şöyle yapmış, atalarımız şöyle yapmış. İyi ama biz ne yapmışız? Coğrafyayı da yanlış öğrendik. Coğrafya bilgimiz ağaçlarla, sularla, dağlarla övünmektir.
Sayfa 110Kitabı okudu
İlk gördüğünüzde güzelliğine çarpıldığınız bu kıyı ilçelerinden birinde 1 hafta kalsanız sıkılır, bunalırsınız. Çünkü insan eli yaşamayı kolaylaştıracağına zorlaştırmış. Deniz var, kumsal var ama yazın çoluk çocuğunuzla denize girseniz, her çalı arkasına gizlenmiş gözler mayolu kadınları dikizler. Denizde balık var ama temiz bir lokanta masası bulmak zor. Sinemasına kadınlar ayrı, erkekler ayrı gider. Hiçbir sıcak çevre, kültür-sanat ortamı bulamazsınız. Daha akşamdan içinize yalnızlığın karanlık ağırlığı çöker.
Sayfa 110Kitabı okudu
"Değersizlik duygusunun tohumları çocukluk yıllarında atılır, çocuğun, kendi dünyası olan ayrı bir varlık olarak algılanamamasından kaynaklanır. Bunların arasında, açık red, ihmal, tutarsız davranışlar, şartlı kabul, aşın koruyuculuk, gerekli sınırlan koyamama, katı ve cezalandıncı tutumlar sayılabilir. Daha önce de anlattığım gibi, böyle şartlarda kabul görebilmek için pek çok şeye katlanan, bazı uç durumlarda varlığını bile yadsıyabilen çocuk, giderek, olmasının beklendiğine inandığı bir kimliği edinmeye başlar. Olumsuz duygularını bastırıp dışa karşı olumlu davranışlar sergilenirken, için için sürdürülen ikiyüzlülüğün yarattığı suçluluk bilinçli dünyasında kendisini değersiz bir varlık olarak algılamasına neden olur. Değersizlik duygusu bir anlamda eksiklik duygusudur, insanın başkalarını kendinden üstün görmesine neden olur, yakınları dışında."
"Çocukluğunun son ağlamasıydı bu, son şiddetle ağlaması, son kez kendini bir kadın gibi ağlamanın şehvetine bırakıyordu. O saatte içindeki her şeyi,güven, sevgi, inanç, saygı, çocukluğunu oluşturan ne varsa akıl almaz bir öfkeyle dışarı attı"
Sayfa 57 - İlgi Kültür SanatKitabı okudu
"Bence süreç şöyle işliyor: İnsanın kendine verdiği değer, ona anne-babası tarafından ne kadar değer verildiğini hissettiğiyle alakalı" - Gabor Mate
Sayfa 326Kitabı okudu
Üretici işte kişiler arası birlik elde edilemez, dinsel ayinlerde sağlanan birlik de geçicidir. Topluma uyumlu gerçekleştirilen de sahte bir birliktir. Bunların tümü varolma sorununa çözüm getirmektedir. Tam çözüm, insanlar arası birlikteki başarıda, bir başka insanla sevgi içinde kaynaşmada yatmaktadır.
Reklam
"Sevgi ancak iki insan birbirlerine varlıklarının özünden bağlanır, her biri kendisini varlığının özünden tanırsa gerçekleşir. İnsan gerçeği de canlılığı da sevgisinin temeli de işte bu “özden tanıma” deneyimidir. Böyle oluşan sevgi sürekli meydan okumadır, bir köşede dinlenme değil çabalama, hareket etme, beraber çalışmadır. Öyle ki bir uyum ya da çatışma neşe ya da üzüntü bile ikincil kalır. Önemli olan iki insanın birbirlerini varlıklarının temelinden yaşaması, kendi kendilerinden kaçmak yerine birbirleriyle bütünleşirken kendi kendileriyle bütünleşmeleridir. Sevginin varlığının tek bir kanıtı vardır: bağlılığın derinliği, seven kişilerin her birinin ilgisindeki canlılık ve güçlülük, işte bunlardır sevginin sunduğu meyve."
“İki insan birbirlerini daha iyi tanıdıkça yakınlaşmalarındaki o mucizevi nitelik, düş kırıklıkları, çelişkiler, bıkkınlıklarla ilk heyecanlarından arta kalan ne varsa tümünü silip süpürürken kendisi de yavaş yavaş yiter. Başlangıçta bunun farkına varmazlar. Aslında birbirleri için o yanıp tutuşmalar, deli divane olmalar, daha önceki yalnızlıklarının derecesini gösteren bir kanıtken, sevgilerinin şiddetinin ölçüsüymüş gibi kabul ederler.”
Duygusal yeterlilik şunları gerektirir: - Duygularımızı hissetme kapasitesi; ki böylece stres yaşadığımızda bunun farkına varırız; - Duygularımızı etkili bir şekilde ifade edebilme ve böylece ihtiyaçlarımızı ortaya koyma ve duygusal sınırlarımızın bütünlüğünü koruma becerisi; - Mevcut duruma ait psikolojik tepkiler ile geçmişin kalıntılarını temsil eden psikolojik tepkiler arasında ayrım yapabilme becerisi. Dünyadan istediğimiz ve talep ettiğimiz şeyin çocukluktan gelen bilinçaltında yer alan tatmin edilmemiş ihtiyaçları değil, mevcut somut ihtiyaçlarımızı karşılaması gerekir. Geçmiş ile şimdiki zaman arasında ayrımlar bulanıklaşırsa, aslında olmadığı halde kayıp veya kayıp tehdidi algılarız; - Ve başkalarından kabul veya onay adına bastırmak yerine, karşılanması gereken ihtiyaçların fark edilmesi.
Siz onları uzaktan bir şey zannettiniz, fakat yavaş yavaş ne mal olduklarını gördünüz… Hiç hayret etmeyin… Hatta onların küstah ve mütecaviz hallerini bile mazur görün… Çünkü alelade bir insan bile olmadıkları halde kendilerine bir de münevver insan payesi verilince ve hayattaki mevki ve itibarlarını kaybetmemek için bu sıfatı akla hayale gelmeyecek hokkabazlıklarla muhafazaya mecbur kalınca, pek tabii olarak dalavereci olacaklar, ahlaksızlaşacaklar ve mütamediyen birbirlerinin kıymetsizliklerini ortaya vurarak kıymetsizliğin esas olduğu kanaatini uyandıracaklar
Sayfa 248Kitabı okudu
“İnsanlar güçsüzlüğünü kendinden daha zayıf yaratıklardan çıkarmaya çalışıyor, böylece kendi varlığını kanıtladığını sanıyordu"