SIĞINTI -1-
Dağ başını duman almış, Gümüş dere durmaz akar! Bildiniz mi, ağzımdaki şu sönük ritmi? En son dağ tepe kırlarda, olabildiğince hür hissettiğimiz zamanlarda söylerdik. Hiç kimse bilmem ki kederinden öleyazdığı bir vakit, bu türküyü çağırsın. Ben çağırıyorum, gelen giden yok. Çok mu mıymıntıca söylüyorum acaba? Bugün 234.gün. Az değil, oğlan ha dillendi ha dillenecek. Sırtım! A, sırtım... Nem almaktan çiçek açtı namussuzum. Bereket versin güvercinlerimiz var, anladın mı o biçim yemliyoruz onları. Onlar da olmasa unuturdum, bir zamanlar benim de yarimi görünce atan kalbimin çıkardığı o kanat seslerini. Hasmım var, Ziyaaa! Köpeoğlusu a hınzır! Tutturmuş, "kesecem de kesecem!" A Ziyaa! Yalnız kuşu değil, beri dünyadan tozu, toprağı, çiçeği ve güzele dair ne varsa hepsini birden keseceksin de habarın yok. Mahpusa düşünce anladım, insan burada sadece demir parmaklıkların ardına girmekle kalmıyormuş. Zihne de pranga vuruluyormuş. Her gün burnunu karıştıran Rahmi var, o kadar mı olduk be abisi? Ruhlar alemi sanırsın namussuzum... (1)
Sığıntı Kuşu
"yoruldum değiştirmekten kanını yüreğimin hergün yeniden başlayan çığırtkan bir şarkıyı söylemekten hergün yeni bir şarkı bestelemekten"
Reklam
Sığıntı Kuşu
-ben hüznün ben gölgemin kiracısı yeni bir ev değiştirmekten-
Sayfa 12 - Ve YayınEviKitabı okudu
Sığıntı Kuşu
yoruldum değiştirmekten kanını yüreğimin ne zaman bitecek bu hüzün.
Sıgıntı kuşu
Ah benim siska yüreğim Ah benim kimselere söz geciremez yüreğim. Ah benim Neyi5m kaldi elimde Ürüyemiyorum
Reklam
129 öğeden 91 ile 100 arasındakiler gösteriliyor.