Kitap 34 yaşında mühendislik mesleğini yazar olmak için bırakmış Cemil'in yaşadıklarını anlatıyor. Bir inşaat mühendisinin her şeyi bir kenara bırakıp edebiyata yönelmesi ve ilk kitabını gönderdiği yayınevinden kitabıyla ilgili yanıt beklemesi sürecinde başından geçenler.
Cemil’in eşi ve kitaptaki en silik karakter Nazlı. 20 yıl önce babasının yattığı hastanede tanışıyor Cemil, Nazlı ile. Sonrasında Cemil’in Nazlı ile evliliği, ödenemeyen faturalar, oturdukları toplu konutta yaşadıkları sıkıntılar gündemlerine oturuyor. Hele komşularının akıtan banyosu... Gündelik olaylar, aynı sıkıntılar fakat farklı bir bakış. Mühendisliği bırakıp edebiyatla ilgilenmeyi seçen Cemil, kitap boyunca yazdığı kitabı için editörden gelecek müspet ya da menfi cevabı bekliyor. Bazen editörle konuşuyor kendi kendine bazen de Nazlı’yla. Etrafında gözlemlediği şeyleri bir mantık kalıbına sokmaya çalışıyor. Eksiklerini, yanlışlarını görüp kabul etmeyi seçiyor Cemil. Aynı zamanda bunalımlı, karamsar, içine kapanık ruh hali kitapta çok fazla hissediliyor.
Cemil, Sabahattin Ali’nin Kürk Mantolu Madonna kitabında yazmış olduğu şu sözleri anımsattı bana :
“Göreceksiniz ya, ben dünyadan ziyade kafamın içinde yaşayan bir insanım... Hakiki hayatım benim için can sıkıcı bir rüyadan başka bir şey değildir...”
Kitapla kalın, keyifli ve feyzli okumalar…