Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Sinem

Sanardım ki, herhangi bir fenalık; ruhumuzu baştan başa kirletir, ondan hiçbir temiz nokta bırakmaz. Halbuki hakikatte her zaman böyle olmuyor.
Reklam
Acımak... ben insan ruhlarındaki derinliğin anca onunla ölçülebileceğine kaniim. Evet dibi görünmeyen kuyulara atılan taş, nasıl çıkardığı sesle onların derinliğini gösterirse başkalarının elemi de bizim yüreklerimize düştüğü zaman çıkardığı sesle bize kendimizi, insanlığımızın derecesini öğretir.
İnsanın kalbindeki gerçek aşk, dörtnala giden bir at gibiymiş. Ne dizginden anlarmış, ne de bir söz dinlermiş.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Düşünceler başarılı olduğu zaman, onları meydana getiren filozoflar çoktan toprak olmuş olurlar.
İstediklerimize eriştiğimizde gönül rahatlığıyla bir sevinç duyamıyorsak hiçbir şey kazanılmamış, her şey yitirilmiş demektir. Yıkıp yok ederek yaşamaya çalışmaktansa, yok ettiğimiz şey olmak daha rahat olurdu.
Reklam
Peşimizi bırakmayan sevgi, bazen bize elem verir, yük olur, ama yine de ona sevgidir diye şükrederiz.
Hayatım tasavvur edilemeyecek kadar manasız ve boş geçiyordu. Sabahları erkenden işime gider, öğle ve akşam yemeklerini küçük bir aşçı dükkanında veresiye yer ve akşamları, eğer kahvede kağıt oynayanları aptalca seyre dalmazsam, erkenden eve dönerdim. Ruhum kütleşmişti, gazeteleri merak etmez, konuşmaktan hoşlanmaz, basık tavanlı bir meyhanede bir arkadaşla birkaç kadeh içip gevezelik etmekten zevk almaz olmuştum.
İnsanlar sizden ne kadar uzak olurlarsa o kadar iyidirler, ne kadar yakın olurlarsa da o kadar kötüdürler.
Dünyada, öldüğünde yahut bir şekilde kendisini kaybettiğimizde varlığımızı idame ettiremeyeceğimiz kimse yoktur, kendimiz hariç. Kendimiz dışında kimseye ihtiyacımız, gerçek bir ihtiyaç değil.
Galiba ruhun heyecan ve ıstırabında bulduğu en büyük teselli, anladığı en güzel dil, şiirden sonra musikîdir.
Sayfa 105Kitabı okudu
Reklam
Zavallı hafıza! Günden güne yok olduğunu hissettiğiniz, vücut denilen şu toprak yığınının üzerinde durmadan yaşamaya çalışır durur. Hüzün verici bir bakışı senelerce hatırlar. Bir sözü, bir gülüşü yıllarca saklar. Etrafından baş dönmesi verecek şekilde büyük bir süratle geçen bütün hatıra ve üzüntüleri hemen kaydetmeye çalışır. Bu katlanılması güç çalışma ile bütün kuvvet ve takati kaybolunca, bize ümit veren gelecek biter. Hayatımıza arkadaşlık eden geçmiş, unutma denizi içinde mahvolur. O zaman, ölüm derecesinde yaralanmış bir asker gibi, bizi mezarın kapısına bırakarak işini terk eder.
Ağlamak, uğradığımız felaketlere karşı vücudumuzda kalan son kuvvetin bir feryadıdır. Ağlayamadığımız zamanlar bizde o iktidarın da yok olduğu vakitlerdir ki, onun yerine geçen tesirli bir sükûnet, en şiddetli elem gözyaşlarından daha yakıcıdır.
Birçok insan kendini tanımayı, bilinç düzeyindeki ego kişiliğinin bilgisiyle karıştırır. Biraz ego bilincine sahip herkes, kendisini tanıdığından emindir. Ama ego sadece kendi içeriğini bilir. Bilinç dışını ve onun içeriğini bilmez.
38 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.