Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Ölü Adamın Sandığı
Dip. 23.18.32.15 Bazı şeyler bir ilkti anlatmak için Canavarıma yenildim Tutku ve aşk Bir deri bir kemik Dalgalar geçiyor
"Evet, ilmektir boynumdaki ama ben kimsenin kölesi değilim... Tam düşecekken tutunduğum tuğlayı kendime rabb bellemeyeceğim. Beni sinesine sarmayan tabiattan rıza dilenmeyeceğim."
Reklam
Yaşıyorum öylesine;
Sorma gülüm sorma Bir garip haldeyim işte Gitmeseydin diyorum gitmeseydin Beni böyle bırakıp da yıkıp da Sensiz kala kaldım ortalıkta Tadı tuzu yok hayatın Ortalık yangın yeri, ortalık toz duman Umutlarım, sıfırın altında Erzurum Gönlüm talan, gönlüm viran Yaşıyorum öylesine Yüreğin feryadını dile getir Yanık türkülerde ara sevdaları
Evet, ilmektir boynumdaki ama ben Kimsenin kölesi değilim tarantula yazdılar diye göğsümdeki yaftaya tarantulaymış benim adım diyecek değilim tam düşecekken tutunduğum tuğlayı kendime rabb bellemiyeceğim razı değilim beni tanımayan tarihe beni sinesine sarmayan tabiattan rıza dilenmeyeceğim .
Abdurrahim Karakoç
Aşk Hikayesi Başımdan bir kova sevda döküldü Islanmadım, üşümedim, yandım oy! İplik iplik damarlarım söküldü Kurşun yemiş güvercine döndüm oy! Yağmur yorgan oldu, döşek kar bana Anladım ki kendi gönlüm dar bana Alev dolu bardakları yâr bana Sunuverdi içtim içtim kandım oy! Sevgi ektim, naz biçmeye çalıştım Ne zamana, ne kendime alıştım Kırk senede yedi hasret bölüştüm Yedi dünya bana düştü sandım oy! Gönül şahinimi yordum gerçeğe Sonsuzda yüzümü sürdüm gerçeğe Teselliden kanat kırdım gerçeğe Tecellinin sinesine kondum oy!
Yaraladı ufku ay, kan değdi bulutlara.. Davettir maveradan, mehtap düştü yollara, Son yolcu uzaklara sessizliği sürükler, Belli ki mecburdur, onu gölgesi itekler.. Çırpınır gibi yıldızlar, korkar bulutlardan, Örtülür de yeryüzü çekilmezlerse diye, Rüzgar üfledi dağlar yükselmiş başlarından, İşareti yolcunun göklerdeki bilmece.. Süslenmiş harabeler münzevisini bekler, İnzivası sonsuzdur tuzak kurmuş gölgeler, Sahibi görünmeyen bir el sana gel eder, İstikamet karanlık, öldü günler bu gece.. Yolcuda bir tereddüt, adımları yavaşlar.. Yollarda hep parıltı arzı bir telaş kaplar, Yayılır sinesine, ayaklanır da dağlar, Çözülür yıldızların bilmecesi bu gece.. Güneşler indi yere tutuştu sema nurdan, Teslim oldu gölgeler sarılınca dört yandan, Görebilmek mümkünmü iki gözün ardından, Kapandı gözler artık gönül gördü bu gece..
Reklam
iniyorum maktul minarelerden taraçadan, bahçeden ilk tanıyı bulanların indikleri her yerden ilk tanıyı bulandıran bir vaşakla birlikte
Evet, ilmektir boynumdaki ama ben kimsenin kölesi değilim tarantula yazdılar diye göğsümdeki yaftaya tarantulaymış benim adım diyecek değilim tam düşecekken tutunduğum tuğlayı kendime rabb bellemeyeceğim. razı değilim beni tanımayan tarihe beni sinesine sarmayan tabiattan rıza dilenmeyeceğim.
İsmet Özel
İsmet Özel
Zula Mefhumuna Dair Kısa Bir Malumat
Zula öyle bir oyundur ki vücuduna vabeste olan kaffe-i keyfiyat denilebilirki bir membaı gibi Zula'nın göğsünden tüm alimane gençlerin sinesine cihedlen inkişaf eyliyor. Bu ne ulu bahtiyarlıktır efenim. - İnançu Apa Yargan
“Evet, ilmektir boynumdaki ama ben kimsenin kölesi değilim tarantula yazdılar diye göğsümdeki yaftaya tarantulaymış benim adım diyecek değilim tam düşecekken tutunduğum tuğlayı kendime rabb bellemeyeceğim razı değilim beni tanımayan tarihe beni sinesine sarmayan tabiattan rıza dilenmeyeceğim.”
İsmet Özel
İsmet Özel
Reklam
Kaleminden akan kan mıydı? Mürekkep mi? Nedir sütunlara sığdıramadığın? Acizliğin kaç şehre hükümran oldu da yıkıldı gönlün? Ey kalem, ey sînesine kor düşmüş levha! Sûkuta ermenin vakti... Mânâsını yitirdi tüm kelamlar. İnzivaya sığınma vakti...
Kaleminden akan kan mıydı? Mürekkep mi? Nedir sütunlara sığdıramadığın? Acizliğin kaç şehre hükümran oldu da yıkıldı gönlün? Ey kalem,ey sînesine kor düşmüş levha! Sûkuta ermenin vakti .. Mânâsını yitirdi tüm kelamlar. İnzivaya sığınma vakti...🍃
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.