Hayattan alacağımız o kadar ibreti olaylar var ki...
Çok imrendim hayat hikayelerine. Halit Ertuğrul hocamızın aktarmış olduğu hayatlar gerçek yaşamları konu ediniyor. Bizzat kişiler yani kahramanlar ile diyalog halinde. Bu kitapta öyle. O kadar ibretlik ki okumanızı çok ama çok isterim .
Bir deprem yaşadık, içimizi sallayan bizi kendimize getiren ...
Bu cümle kitabı kısa ve öz biçimde tarif edebilir.(Sayfa 126)
Eksikliğimiz çok var. Hayatta hep bir olumsuzlukla karşılaşırken neden başkalarını suçlarız ki ...
Bana verdiği en büyük ders budur. Okumanızı öneririm.
Kudüs hakkında sloganlar atıyor ve savunuyoruz. Hatta gündemde o kadar çok oluyor ki artık gözümüzde sıradanlaşıyor.
Bu kitapta şunu anladım ki, Kudüs'ü savunmak ne slogan atmakla ne de gündemde çok görmekle oluyor.
Kudüs'ü gerçekten savunmak istiyorsak ezberden bildiğimiz kelimelerden kurtulup, hangi dönemde Kudüs'ün başına ne geldi, şimdiye kadar Kudüs'te kimler hangi izleri bıraktı, şehre kimlerin emeği geçti... Hepsini kusursuz bir şekilde bilmeliyiz...
" Uğrunda savaştığının değerini, tarihini bilmezsen savunmanın ne anlamı kalır?"
Kudüs için slogan atmak dışında ne yapabiliriz diye hepimiz soruyoruz çünkü bilmiyoruz ne yapacağımızı. Kitap bunu da çok güzel bir şekilde özetlemiş:
"Kudüs'u hayatımızın bir parçası haline getirmenin bir diğer yolu, onu aile ve arkadaş çevremizde sık sık gündeme almak. Evlerimizde çocuklarımızı bilinçlendirmek icin bir "Kudüs kumbarası" olsun mesela, Kudüs'e gittiğimizde ya da gidenlerle ulaştırılmak üzere, Kudüslü Müslümanlara pay ayıralım kendi bütçelerimizden.
Sohbetlerimizde Kudüs mutlaka geçsin. Orada olup bitenleri muhakkak her gün düzenli şekilde takip edelim.
"Kudüs'te bugün acaba ne oldu?" sorusunun cevabını, tıpkı en yakınlarımızı ettiğimiz gibi merak edelim. Kudüs'le ilgili tarihi ya da güncel bir şeyler okumadan,
günümüz tamamlanmasın."
Kudüs'ü gerçekten anlamak, bilmek istiyorsanız, "Nereden başlayalım?" diye soruyorsanız, bu kitap sorunuza mütevazı bir cevap denemesi olarak görülebilir.