"Sodom" ve "Gomore" İncil'de sözü geçen iki lanetli kenttir. İncil'e göre Ürdün'ün bu iki kenti kutsal değerlerini kaybetmiş, ahlaki olarak çöküntüye uğramış ; bu yüzden de lanetlenmiş ve Tanrı'nın gazabına uğrayarak yerle bir edilmiştir. Yazar, romanda işgal yılları lstanbul'unu bu lanetli kentlerle özdeşleştirmiştir.
Romanda mütareke yıllarında işgal kuvvetleri askerleriyle işbirlikçi Osmanlıların ilişkileri, İşgalci askerlere sonuna kadar açılan kapılar, her türden gönül ilişkisi, ticari ilişkiler vs. anlatılmaktadır. Bunlar toplumdaki çürümüşlüğü, bencilliği göstermektedir.
Tanzimattan sonra gelişen "işbirlikçi burjuvazi"yi Leylâ ve ailesi temsil etmektedir. Onlar gibi başka aileler de vardır. Bu gibiler işgalci subaylarla içli dışlı olmuşlar, bireysel ahlak ilkelerinin bile dışına çıkmışlardır. Yazar, tüm bu olanlara karşı düşünce olarak Necdet'i ortaya koymuştur ancak o da eylem adamı değildir. Pasif bir kişiliktir.
Romanın son bölümlerinde Ankara'dan İstanbul'a gelen Dr. Cemal Kâmi ise direnç gösteren savaşın içinden gelen bir kişidir. Roman, 30 Ağustos 1922 den sonra İstanbul'da coşku ve değişim havasıyla sona erer.
Bir dönem romanı olarak okunması gerektiğini düşünüyorum. O yılları daha iyi anlamak adına ...