Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
216 syf.
6/10 puan verdi
Umberto Eco günlük yaşamdaki bazı aksaklıkları mizahi dille anlatmaya çalışmış ancak zorlama tespitler bir hayli fazla. Eco ile mizah anlayışımız uyuşmadı.
Somon Balığıyla Yolculuk
Somon Balığıyla YolculukUmberto Eco · Can Yayınları · 2016282 okunma
Dünyanın herhangi bir yerinde bir taksi sürücüsünü tanımanın çok kesin bir yolu vardır: Bir taksici asla bozuk para bulundurmaz.
Reklam
Ne yazık ki teknolojinin bir tek amansız kuralı vardır, o da şudur: Devrim yaratan icatlar herkesin kullanımına açılınca kullanılabilir olmaktan çıkarlar. Herkese aynı hizmeti sunduğu için teknolojinin mayasında vardır demokrasi; ne var ki varlıklılar tek başlarına kullanırsa işler bu teknoloji. Yoksullar da teknolojiyi kullanmaya başlarlarsa işlemez olur.
Eski günlerin ahlakı hepimizi güçlüklere dayanan kişiler yaptı, bugünün ahlakı ise hepimizin birer lüks ve zevk düşkünü olmamızı istiyor.
Can YayınlarıKitabı okudu
Ben futboldan nefret etmem.Futbol hastalarından nefret ederim.
Eski günlerin ahlakı hepimizi güçlüklere dayanan kişiler yaptı, bugünün ahlakı ise hepimizin birer lüks ve zevk düşkünü olmamızı istiyor. Somon Balığıyla Yolculuk, Umberto Eco
Reklam
Taksi sürücüsü bütün gününü kentiçi trafikte araba kullanarak geçiren biridir, bunu yaparken de öteki sürücülerle durmadan uyuşmazlığa düşer. Bunun sonucu olarak sinirlidir ve insan biçimine girmiş her yaratıktan nefret eder. Bu davranış, radikal solcuların bütün taksi sürücülerinin faşist olduğunu İleri sürmesine yol açar. Bu doğru değildir.
:D :D :D
Birkaç ay önce, New York'ta gezinirken, uzaktan, çok İyi tanıdığım bir adamın bana doğru geldiğini gördüm. Ne var ki adamın ne adını ne de onunla nerede tanıştığımı hatırlayabilmiştim. Yabancısı olduğunuz bir kentte kendi ülkenizde tanıştığınız biriyle, ya da kendi kentinizde yabancı bir ülkede tanışmış olduğunuz biriyle karşılaştığınızda kapıldığınız türden bir duygu İçindeydim. Alışıldık yeri dışında görülen bir yüz insanın aklını karıştırır. Bununla birlikte bu gördüğüm yüz öylesine tanıdık gelmişti ki bana, durup onu selamlamak, konuşmak geldi İçimden; ya kalkıp bana, 'Sevgili Umberto, nasılsın?" deseydi; hatta, "Bana sözünü ettiğin o şeyi yapabildin mi?” de diyebilirdi. İşte o zaman gerçekten ne yapacağımı bilemezdim. Kaçmak için zaman kalmamıştı. Adam hâlâ caddenin karşı tarafına bakıyordu, ama gözlerini benden yana çevirmeye başlamıştı bile. İlk hareketi ben yapsam İyi olacaktı; elimi sallar ve sesini, konuşmasını duyunca da kim olduğunu tahmin etmeye çalışırdım. Artık aramızda 1-2 metrelik bir uzaklık kalmıştı. Tam yüzüme ışıl ışıl kocaman bir gülümseme oturtmak üzereydim ki birden adamı tanıyıverdim. Anthony Quinn'di. Elbette onunla hayatımda hiç karşılaşmamıştım, o da benimle karşılaşmamıştı. Bin saniyenin binde biri kadar bir zamanda kendimi kontrol altına aldım, gözlerimi boşluğa dikip yanından geçip gittim. "
Eski günlerin ahlâkı hepimizi güçlüklere dayanan bireyler yaptı, bugünün ahlâkı ise hepimizin birer lüks ve zevk düşkünü olmamızı istiyor.
Sayfa 103Kitabı okudu
Doğa sert ve acımasızdır; kültürse tam tersine insanların yaptıklarını daha az çabayla yapmalarını, zamandan kazanmalarını sağlar. Kültür, bedeni çalışmaya tutsak olmaktan kurtarır ve düşünmenin yolunu açar.
Sayfa 117Kitabı okudu
Reklam
216 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
7 günde okudu
1959-1961 yılları arasında, Luciano Anceschi'nin editörlüğünü yaptığı II Verri adlı edebiyat dergisinde 'Küçük Günce' başlıklı bir köşenin sorumlusu olan Eco, bu köşede günlük yaşamda karşılaştığı veya yaptığı işle ilgili veya güncel konuları farklı bir üslupla daha doğrusu hicvederek yazıyor ve bir dost tavsiyesiyle bu yazılar kitaplaşıyor. Daha
Somon Balığıyla Yolculuk
Somon Balığıyla YolculukUmberto Eco · Can Yayınları · 2016282 okunma
"Benim durumumda olan bir çok kişi aynı bayağılığı yansıtan ikinci bir şok yaşar; kastettiğim insanlar, oldukça geniş bir kitaplığa sahip olanlardır (benim durumumda bu ölçü, evimize giren birinin ister istemez o kitaplığı görmesi anlamına geliyor; aslında bütün evi kaplar kitaplığımız). Ziyaretçi içeri girer ve 'Ne çok kitap var! Hepsini okudunuz mu?' diye sorar. Önceleri, bu soruyu yalnızca kitaplarla pek haşır neşir olmayan, beş tane ucuz gerilim romanı ve çocuklar için taksitle alınan bir ansiklopedi barındıran bir kaç kitap rafı görmeye alışkın insanların sorduğunu düşünürdüm. Ancak deneyimlerim bana gösterdi ki aynı sözleri kuşku dışı kalan insanlar bile dile getirebilmektedir. Bunların, bir kitap rafını okunmuş kitapların depolandığı bir yer olarak gören ve kitaplığın bir çalışma aracı olduğunu düşünmeyen insanlar olduğunu söyleyebilirim. Ama iş burada bitmiyor. Şuna inanıyorum ki, karşısında bunca kitabı dizilmiş gören kim olursa olsun, okuma kaygısına kapılır ve acılarını ve pişmanlığını dile getiren soruyu sormadan edemez."
Sayfa 107 - Can YayınarıKitabı okudu
259 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.