Hava tüm gün 40 dereceden fazlaydı. İçimden "bu Mersin sıcağı da temmuz ayında daha fena oluyor" derken birden kapı çaldı. Oysa kimseyi beklemiyordum. Kapıyı açtığımdaysa karşımda birisini beklerken bir zarf görmüştüm. Pembe bir zarf. Merakla içini açıp okumaya koyuldum. 3 sayfa mektup vardı içinde. Özensiz bir el yazısı, yanlış imla
Şahane bir tarihi roman. Kitap, 1600lü yılların başında, bir rum adası olan milo’da yaşayan rum kızı Afro’nun binbir tesadüfle saraya girmesi ile başlıyor ve mahpeyker kösem sultan’ a dönüşmesiyle devam ediyor. Yarım asırlık “gölge” hükümdarlığında, sultan ahmet’in eşi, sultan 4.murat ve ibrahim’in annesi, 4.mehmed’in ise babaannesi olarak tarih sahnesinde rol alıyor. Bir çoğuna kösem sultan’ın da dahlinin olduğu sıra dışı olayları okuyor, hem bilgileniyor hem şaşırıyorsunuz. 1.Ahmet’in vefatı sonrası bir delinin tahta çıkarılması, geri indirilmesi, genç osman’ın katli, hafız ahmet paşa’nın katli (ki bu sahne çok etkileyiciydi), at meydanı cengi,4. Murad’ın acımasızlıklarla dolu istibdat devri, yerine gelen ibrahim’in bizzat annesi tarafından katlettirilmesi ve 4.mehmed’in finalde son noktayı koyması! Bu başlıklar, kitabın köşe taşları diyebiliriz. Bu olayları okurken, 17.yy osmanlısı ve istanbulu hakkında, saltanatla yönetilen devletin organları/işleyişi ve sosyal hayat konusunda hayli fikir sahibi oluyorsunuz.
Cellatlık müessesi, bir anda (keyfi sayılabilecek nedenlerle) insanların bir kaç dakika içinde öldürülmesi ve hatta öldürüldükten sonra da kentin meydanlarında -ibret olsun diye-günlerce asılı bırakılması tüyler ürpertici hadiseler.. velhasıl, tarihimizin en güçlü kadın karakterlerinden biri olan kösem’in hayatının merkezde olduğu roman, çok akıcı, yalın ve kolay okunabilir nitelikte bir bilgisel. Mutlaka okuyun.
Kösem SultanReşad Ekrem Koçu · Doğan Kitap · 2015159 okunma
Buraya kadar tüm sanatların uygulamasında neyin gerekli olduğunu tartıştım. Şimdi sevme sanatı için özel önem taşıyan nitelikler üzerinde duracağım. Sevginin doğası hakkında
söylediklerime bakacak olursak, sevginin kazanılması için en önemli koşul kişinin kendi narsisizmini yenmesidir. Narsist yönelişte kişi salt kendi içinde olanları gerçek
Evrende yolculuk nasıl olurdu?
Böyle bir soruyu ilkçağlarda okyanus kıyısında yaşayan bir kişiye 'bu denizlerin sonuna yolculuk nasıl olurdu' diye sorsaydınız herhalde hayal gücünü bile kullanamazdı. Biz bugün evren hakkında o zamanın insanının dünya hakkında bildiğinden daha çok şey biliyoruz.
Şimdilik bilebildiğimiz kadarıyla
Mala, mülke, şöhrete, insana, bilgiye "sahip olmak" demek, onları ele geçirmek, kendine mål etmek. onlara egemen olmak ve dilediğince kullanmak anlamına gelir. Ama bu maddesel sahip oluşların sonu yoktur. İnsan hiç bir za- man yeterince şeye sahip olamayacaktır. Çünkü maddesel olan, elle tutulan aldatıcı ve geçicidir. Bu nedenle
Ilk etapta amac Hitler'in balistik fuzelerini daha olumcul hale getirebilmekti akabinde ayni fizelerle uzaya insan gondermenin mumkun olup olmadigina kafa yorulmaya baslandi.
Atmosferin ustune cikmanin(100 km ustu) etkilerini olcmek icin Abd tarafindan 1947'de uzaya meyve sinekleri gonderiliyor. 3 dakika 10 saniye icinde 120 km
İki bilim adamı, bir araştırma için Kuzey kutbuna gittiler. Hem de bir günün tam 3 ay sürdüğü bir zamanda gittiler. Akşam oldu, sabah oldu kavramının olmadığı bir yerdir kuzey Kutbu. Her zaman gündüzdü. Saat olmazsa akşam yemeğini kaçırabilirdin yani.
Gün boyu çalışan iki araştırmacı, saate göre akşam olduğunda araçlarımı üssüne geri döndü.