Dünyanın fânîliğini, esas hayatın âhiret olduğunu, Rabbine karşı mes’ûliyetlerini, duâyı, tevbeyi, velhâsıl kulluğunu unutan bir insanın kalbi katılaşır. Cenâb-ı Hakk’ın kâinat kitabında sergilediği kevnî âyetlerden ve ilâhî işaretlerden ibret alamaz. Karşılaştığı îlâhî îkaz tecellîlerini, gaflet şaşkınlığı içinde yanlış okumaya başlar.
Öyle ki;