Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Dudağını ısırarak güçlükle bir nefes aldı Julia. "Azmamış numarası yapma," dedi Clay. "Yapmıyorum zaten," diye fısıldadı. "O zaman inlemeni duymama izin ver. Her şeyi duymak istiyorum." Julia gözlerini açarken, Clay onun göğüslerini bluzunun dar kumaşırın üzerinden kavradı. "Islandın
Sayfa 83
:D
“Onlar ne anne?” “Fanila, külot oğlum. Sabiha halana diktirdim, hadi bi giy.” Sabiha halam Kız Meslek mezunu. Eli çok yatkındır. Annem, babamın gazozhanede şerbet yaparken kullandığı şeker çuvallarından iç çamaşırı diktirmiş. Neşeyle giyiniyorum. İyi güzel ama, biraz sert ve hafif kaşıntı yapıyor sanki. Sorun değil. Yalnız, külotun hemen arka tarafında Kayseri Şeker Fabrikası’nın mührü var. Olduğu gibi duruyor. Yıkamakla çıkmamış demek ki. Bir şey demiyorum anneme. Öyle mutlu ki. Mühür orda duruyor ama. Beden eğitimi derslerinde eşofman giymek için sınıfta soyunurken ne yapacağım? Annemin çuvaldan yaptırdığı, arkası şeker fabrikası mühürlü külotlar yüzünden, beden eğitimi derslerinde birkaç yıl tuvalette giyinip soyunuyorum...
Reklam
Sabiha halana diktirdim, hadi bi giy." Sabiha halam Kız Meslek mezunu. Eli çok yatkındır. Annem, babamın gazozhanede şerbet yaparken kullandığı şejer çuvallarından iç çamaşırı diktirmiş. Neşeyle giyiniyorum. iyi güzel ama, biraz sert ve hafif kaşıntı yapıyor sanki. Sorun değil. Yalnız, külotun hemen arka tarafında Kayseri Şeker Fabrikası'nın mührü var
"Hadi uyu..." dedi Araz gözyaşları içinde. "Sorun yok. Ben buradayım." O günden sonra Araz acısını yaşamaya bile vakit ayırmadı. Anneannesinin evinde yaşadıkları süre boyunca tek derdi kardeşine iyi bakmak oldu. Akşama kadar çalışıyor akşam geldiğinde ise Uraz'la ilgileniyordu. Uraz dokuz yaşına, Araz ise yirmi dört yaşına geldiklerinde anneannelerini de kaybettiler. Uraz'ın üst bacağında ve sol elinde kesik izleri vardı, Araz'ın sırtı ise yara izleriyle doluydu. "Bu kesiklerle, bu çiziklerle ne yapacağım?" diyordu bazen kendi kendine. Sonra acı içinde gülüp geçiyordu. Kardeşi bu izler sayesinde hayattaydı.
Ailelerin çocuklarına dair en büyük beklentilerinden biri de ço­cuklarının kendi öğrenme sorumluluğunu almalarıdır. "Hadi öde­vini yap, hadi kitabını oku, hadi sınavına çalış" demeden, yani "ha­di"siz bir şekilde de çocuklarının kendi işlerini yapma becerilerinin gelişmiş olması önemlidir. Ne yazık ki "hadi"siz iş yapabilen, yani kendi öğrenme ve iş yapabilme sorumluluğunu alan çocukların sayısı oldukça az. Bu sorun karşısında aileler, okulla ilgili beklen­ti içine girerler ve okulun çocuklarına bu sorumluluk duygusunu kazandırmasını isterler; okullar ise benzer talebi ailelerden bekler ve okullarındaki öğrencilerinin evden o sorumluluk duygusu ile gelmiş olmalarını ister. Tenis topu gibi oradan oraya atılan sorum­luluk becerisi ve bu becerinin gelişim alanı filede takılı olarak kalır. Oysa tam da bu alanda okul ve aile işbirliği çok önemlidir ve ortak tutum içinde hareket etmek çocukların sorumluk almalarına des­tek olacaktır.
Öykü Nasıl Yazılır-1
O Ses Sen Değilsin Diyelim ki ne yazacağımızı bulduk; olayı, kahramanı zihnimizde tasarladık. Yazar olarak niyetimizi ne ölçüde açık edeceğimizi ne ölçüde saklayacağımızı kurguladık. Değineceğimiz meseleleri, kullanacağımız mekânları, kanatlandıracağımız imgeleri seçtik. Bir öykünün iç dinamiğini yani merkezini teşkil edecek sorun yumağını
Sayfa 6 - Emin Gürdamur:
Reklam
Levin korkuyla ve tebeşiri eline aldı. - Durun, -dedi masaya oturarak. -Uzun zamandir size bir sey sormak istiyordum. Dosdoğru Kiti'nin ürkek, ama sevgi dolu gözlerine baktı. -Buyurun sorun. -İşte, -dedi ve baş harflerini yazmaya başladı: b, b, o, d, y, v, b, h, z, m, y, 0, z, m, o? Bu harfler şu anlama geliyordu: «Bana bu olamaz diye yanıt
"Ben varım." Sırıtan Kuzey bir elini bize doğru uzatmıştı. İçindeki rekabet duygusu kabaran Yiğit de elini, onun uzattığı elinin üzerine koydu. "Ben de varım." Daha sonra Bağımlı da elini koyunca kızlar bir süre düşündü ve onlar da ellerini diğerlerinin elinin üstüne koydu. "Ben de varım." Efe Can, bu ayakla neyine
Sayfa 181Kitabı okudu
"Şiiri sözcüklerle de sınırlandırmıyorum. Müzikte de şiir olabilir, bir fotoğrafta da, bir yemeğin hazırlanışında da -içinde ilham olan her şeyde. Gündelik şeylerde de olabilir ama asla ve asla sıradan olmamalıdır. Gökyüzü hakkında ya da bir kızın gülüşü hakkında yazın tabii ama bırakın şiiriniz kurtuluş gününü, kıyamet gününü ya da herhangi bir günü anımsatsın. Bizi aydınlattığı, heyecanlandırdığı ve -eğer yaratıcı ise -­kendimizi bir parça ölümsüz hissetmemizi sağladığı sürece benim için sorun yok." "Oh Kaptan! Benim kaptanım," dedi Charlie, "matematikte de şiir var mıdır?" Birkaç çocuk kıkırdadı. "Kesinlikle, Bay Dalton; matematikte ... bir incelik vardır. Herkes şiir yazsaydı, Allah göstermesin, gezegen açlıktan ölürdü. Ama şiir olmak zorunda ve biz durup en basit yaşamsal eylemlerde dahi onu fark etmeliyiz, yoksa hayatın bize sunduğu şeylerin büyük bir kısmını boşa harcamış oluruz. Pekfilfi, şimdi kim okumak ister? Hadi ama, nasılsa herkese okutacağım."
Gündeme dahi gelmeyen katliamlar!
"Onların (mücahidlerin) şiddet eylemlerinin sonuçlarının propagandasını yapın" Bu kadının burada bahsettiği şey, Allah yolunda savaşan mücahidlerin istemeden, kasıtlı olmayarak meydana gelen kazalar ele alınması gerektiği. Mesela, kimi masum insanlar yanlışlıkla öldürülecek ve biz bunu abartarak bunu problem haline getireceğiz. Ama Amerikan ordusu tüm yaşam alanlarını, içindėki kadınlar, yaşlılar, çocuklarla birlikte bombalayıp onları öldürdüğü zaman biz bunu bir kenara koyup hakkında hiç konuşmayacağız, bunu unutacağız ve eğer ki bu dünya medyasına sızarsa o zaman hemen bir bahane bulacağız! Bununla beraber, eğer ki Allah yolunda cihad eden Müslümanlar bir hata ederlerse yahut istemeden bir kaza meydana gelirse, hadi bunu büyütüp kocaman bir olay yapalım ve sorun çıkaralım! Bunun sürekli olarak görüyoruz. Bu öyle bir hal aldı ki şu anda Müslümanlar, masum insanların hakları konusunda en ufak bir saygısı olmayan vahşi insanlar olarak insanların akıllarına kazınmış durumda. Neden? Çünkü Batı medyası tarafından yayılmakta olan safsata bu, Müslümanları böyle göstermek onların gündemi. Fakat zerre kadar akla sahip olan bir insan Irak'ta, Somali'de, Afganistan'da ve Müslüman nüfusunun çoğunlukta olduğu yerlerde, ayrım gözetmeksizin bombalar atarak masumları öldürenlerin Amerika Birleşik Devletleri olduğunu görebilir.
Reklam
"Erkek olmak ve kadın olmak cinsiyetten ibaret değil ki, bu bahisteki sırri iyi bellemek gerekir. Nefis müennestir (di- Müennes nefsi islah edemeyen kişi ister erkek olsun ister kadin olsun (dişi) nefsin e elindedir. Kadınların bir akılla dokuz nefsi güttüğü ama erkeklerin dokuz akılla bir nefsin hakkından gelemediği malumdur. Asıl şaşılacak
Sıcaklığın etkisiyle rahat bir nefes aldı. "İsteyerek yapmadığımı biliyorsun, değil mi?" Biliyordum. Sorun da buydu. Bu bilgi beni özür dilemeye ve her türlü garip şeyi hissetmeye zorlamıştı. İlk başta onun bedenini istemiştim. Ama şimdi sadakatini daha çok istiyordum. "Biliyorum, kotyonok. Uyu hadi"
Sayfa 395Kitabı okudu
_Yaşam, ufacık şeylerden, küçük mutluluklardan oluşuyor. Hiçbir şey büyük ve kutsal değil. O yüzden sözde büyük olan şeylere ilgi duyarsan yaşamı ıskalarsın. Yaşam bir bardak çayı yudumlamak, bir dostla sohbet etmek, sabah yürüyüşe çıkmaktır, ama illa belli bir yere doğru değil, amaçsız, son belirlemeden hareket etmektir. Böylece herhangi bir
Bugündense yarını tercih etmek
Şu bağıntıyı hepimiz biliriz: Eğer B, A'dan büyükse ve C de B'den büyükse, bu durumda C, Adan da büyüktür. Buna geçişli bağıntı [transitive relation] deniyor. Hadi bir de şu örneğe bakalım: Cuma günü teslim edilmesi gereken bir iş olduğunu düşünün. Şimdi pazartesi sabahındayız. Pazartesidense bu işe salı günü başlamak daha tercih
Bir masal nedir ki gökten düşen üç elmanın sonrasını yazmadıkça? Peki okutabilir misiniz bunu çocuklarınıza? Hadi diyelim ki okuttunuz, ya Zalim Kurt'a ne demeli? Hangi anne baba minik yavrusunu uyutmak için bu değersiz masalı seçecek kadar acımasız olabilir? Ya da acaba yalnız çocuklar mıdır sorun; böylesi bir öyküyü okumanın yaşı var mıdır?
232 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.