Bir insana, geçmişi ya da hayatındaki deneyimleri yön veremez. Geçmiş tozdur. İnsanın bütünlüğe giden yolda yeni duyulara; sezgiye ve yedinci duyuya, 'düş 'e kendisini teslim etmesi gerekir.
Kendini çelikten bir halatla düş 'e bağla ve hiç kimsenin, hiçbir şeyin seni ondan ayırmasına izin verme. 'Düş 'ten yoksun bir adam, evrende kaybolmuş bir kırıntıdan farksızdır.
Dreamer, planlamakla düşlemek arasındaki farkı açıkça anlattı. Bir düşü besleyen kişilerin şüpheleri yoktur, onlar kararsızlık hissetmez, korku duymazlar. Zihinlerini düş'e her çevirişlerinde, coşkularının tazelendiğini hisseder ve özgürlük haline geçerler. 'Düş iradeyle bağlantılı olduğu için, bu da 'gerçek iradedir. Öte yandan, plan yapanlar, bir hedefe ulaşmaya karar verenler, onu her düşündüklerinde endişelenip, korkularına ve şüphelerine yem olurlar.