Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
"Düşmanından kısasla intikam aldığın gibi, mal hırsından da kanaatle intikam al."
Nakledildiğine göre büyükler, bir müslümana eziyet ettiklerinde (ona kefâret olarak) abdest alıyorlardı. Hatta biri şöyle demiştir: "Çirkin bir kelimeden sonra abdest almam, bana temiz yiyeceğin sebep olduğu tuvaletten sonra abdest almamdan daha sevimlidir.” Abdullah b. Abbas (radıyallâhu anh) demiştir ki: “Hades iki çeşittir: Biri avret yerinden, diğeri de ağzından çıkar (ki bu kötü ve çirkin sözlerdir)."
Reklam
Güneş neden Elbisenin rengini agartir da beyaz tenlinin yüzünü karartır? Suhreverdi
Akıl hayal etme gücünü kullandığında ona mutefekkire denilir.Bunun vasıtasıyla ilimler ve sanatlar elde edilir. Suhreverdi el-elvahul imadiyye 'den
Her mücerret, birden fazla fert değildir. Birinci akıl birden fazla değildir, ikinci akıl birden fazla fert değildir. Allah birden fazla değildir, çünkü mücerrettir. Eğer maddî olsaydı binlerce olabilirdi. Maddî tanrılar binlercedir; ama mutlat mücerret Tanrı birden fazla olamaz. Birden fazla olmasının anlamı yoktur ve ma’kul değildir. Eğer nefsin mücerret olduğuna inanıyorsanız, peki bedenden önce nefisler nasıl birden fazla olabilir? Böylesi bir şey felsefî açıdan anlamsızdır. Birden fazla olması bedenden sonradır.
Molla Sadrâ diyor ki, evet nefis bedenden önce vardı; ama “keynûnet-i aklânî”si vardı. Aynen keynûnet ifadesini kullanıyor. “Keynûnet”, “kevn” demektir. Aklî keynûneti vardı. Nefsin varlığı aklî olaraktır. Aklın mertebe olarak bedenden önce olduğunu daha önce söylemiştim. Tüm bu âlemden önce tümel akıl (akl-ı küll) vardı. Bu âlem tümel akıl tarafından idare edilmektedir. Bu tüm dünyayı idare eden bir akıldır. Bu da îlahî bir tecellidir, O’nun şuûnâtındır.
Reklam
Molla Sadrâ demek istiyor ki, nefislerin bedenlerden var olmasının anlamı, aklî keynûnete sahip olmalarıdır. Yani insanın aklâniyeti, tümel aklın ta kendisidir ve bu da bedenden önce vardır. Bu anlamıyla bu söz doğrudur. Ama mücerretlerde Hasan ile Hüseyin’in birbirinden ayrıldığı nefsânî hal bedenden önce hiçbir felsefî anlam taşımaz. Bazıları işte bunu anlayamadığı için Molla Sadrâ’yı tekfir bile etmişlerdir.
Ebû Ali ed-Dekkâk demiştir ki: "Kul taştı sayesinde cennete, taatindeki edebi sayesinde Allah Teâlâ'ya ulaşır."
Husrî şöyle demiştir: "Gece uyandığımda, uykuya abdestsiz olarak dönmemek için, kalkar abdest tazelerim ve uykuya öyle dalarım."
112 syf.
10/10 puan verdi
Hz. Muhammed Gizlenen Kitap
Hz. Muhammed Gizlenen Kitap Lev Nikolayeviç Tolstoy "Bunu söylemek ne kadar tuhaf olsada benim için Muhammedilik, Haça tapmaktan (Hırstyan'lıktan) mukayese edilemeyecek kadar yüksekte duruyor. Eğer insan, seçme hakkına sahip olsaydı, aklı başında olan her bir insan, şüphe ve tereddüt etmeden Muhammediliği; tek Allah'ı ve onun peygamberini kabul ederdi." Lev N. TOLSTOY (1828-1910) Rus yazarı L. N. Tolstoy 1908 yılında Apdullah El Sühreverdi'nin Hindistan'da yayınlanmış 'Hz Muhammed'n Hadisler' kitabını okumuştur. Tolstoy, okuduğu hadislerden bir kitapçık tertip etmiş, bunu Rusya'nın "Posrednik" adlı yayın evinde (1908 Ekim) "Muhammed'in Kuran'a Girmemiş Hadisleri" adı altında bastırmıştır. Orijinal Bandrollu. Basım Yılı. 2005 Kitap çok temiz sıfır ayarında hasarsızdır.. zebramo.com/products/hz-muh...
Hz. Muhammed
Hz. MuhammedLev Tolstoy · Karakutu Yayınları · 20104,624 okunma
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.