Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Sonsuzluk
Bir unutma masalıymış dünya denilen avaz ,
Sayfa 11
Tanrım , Gerçekten
Tanrım Ölende mi soluk alıyorsun , öldürende mi ?
Sayfa 22
Reklam
Yutkunma
Bir utanç perdesi, yaşamaktan Acısı topuklara vuran bir yutkunma Bir gelecek vaadi canımızda halkalanan Gövdemizde onurlu bir yalnızlık Al yeşil bir tevazu kalbimizde Ölülerimizden bir düğün alayı Öldüreni anlamaya çalışan bir ceza Ağzımızda şiirlerden bir gönül Bir yaşama gücü yaramızdan
Sayfa 25
Taşın Çiçeklenmesi
Sular kederlenmiyor kimsesiz akıyorum diye ..... Duvarlara gömüyoruz varoluş ayetimizi ...
Sayfa 28
Mil Çekilmiş Harfler
Bir sarı zaman hayal hanım Nereye bakarsa orada kalıyor .
Sayfa 31
Bir Gün Bu Sözler De
Herkesin kalbinde bir Şehrazat masalı Sabaha çıkmıyor kimsenin gecesi.
Sayfa 35
Reklam
256 syf.
10/10 puan verdi
Üstadın denemelerinden oluşan bir kitap , adı ile tüm manayı kavrıyorsunuz aslında ama tamamı ile bir somut bir acıdan bahsedilmediği de aşikar ancak cümlelerin tadını almaya başladığınızda hazzına da bir nebze yaklaşıyorsunuz , Üstadın aklından ve yüreğinden geçenleri, inceliğini, hassas ruhunu, duyarlılığını, mücadeleci yanını kendi hislerime o kadar yakın hissetmiş olmalıyım ki hemen hemen her cümlesini sözlük okur gibi irdeleyip o dikkatte mana kaybına uğramadan kendi iç dünyam adına notlar çıkardığım bir serüvendi , ( Üstat la kısa da olsa bir uçak yolculuğunda rast gelmiş tanışma ve kendi denemelerimden birkaç tane okutma fırsatı bulmuştum tamamını istemişti gönderdim teşekkür mail i geldi bu öğle sonrası şimdi beklemekteyim ne beklemem gerektiğini bilmeden .. )
İnsanın Acısını İnsan Alır
İnsanın Acısını İnsan AlırŞükrü Erbaş · Kırmızı Kedi Yayınevi · 201810,2bin okunma
Seni Korumak İçin
Çocuklar dünya karşısında yenik büyüyordu.Babalarından başka doğru bilmeden yaşlanıyordu erkekler. Çarşılar evleri çoktan teslim almıştı. Kızlar şarkısını kimseye söyleyemiyordu.Sokaklardan esen güneş değil, geri çekilme duygusuydu. Annelerin sütünde ışık yoktu. Kaba adamların kalın sesi örtmüştü ülkeyi. Güzellik, insanların gelecek düşlerinden çoktan çıkmıştı. Kİmsenin ortak türküsü yoktu ve kimse türküsünü bir başına söyleyemiyordu. Bir yere gitmeden, gelecek birisini bekliyordu herkes. Koro halinde susuluyor ve yalnızca yüksek sesle konuşanlara inanır olmuştu insanlar. İncelik yalnızlığa dönüşe dönüşe bitmişti. Şiddetin coğrafyasında elbette gökyüzü bir lükstü ve ancak yağmur yağınca anımsanıyordu. Gittiği en büyük uzaklık evinden işi olanlara , ne aşk, ne özgürlük, ne barış anlatılabilirdi ...
Sayfa 7
Odaya Kapatılan Gökyüzü
Kimsenin sesinde bulut yok, kanat yok, rüzgar yok; bir hızar sesiyle konuşuyor artık herkes.
Sayfa 14
1.000 öğeden 981 ile 990 arasındakiler gösteriliyor.