Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Şule Atan

Şule Atan
@suleatan
İnsanların kendisiyle ilgili bir fikri olacaksa buna zeka ve merhametten yoksun önyargılarıyla başlamamaları için onların değil kendisinin bir şey yapması gerektiğini böylece erken bir yaşta kendi kendine öğrenmiş oldu.
Reklam
Kıyamet bile tam kopamıyor. Ya da belki kıyamet aslında böyle bir şeydir.Bir seferlik, devasa ve kimseyi kayırmayan felaket değil de gündelik hayatın içinde devam eden, garip, minik düzensizlikler olarak çalışan, her gün yeni bir yere sinip orayı halleden bir şeydir. Aniden başlayıp şiddetle tamamına ermeyen, kendinden sonra gelecek başka bir şeye sebep olmayan, yıkıma değil, yıkımdan hep bir önceki ana benzediğinden bir yeniden doğuş vaadi de taşımayan, bir yere sıkışıp kalmış bir ara zaman, insanlığın evrimindeki mutlak bir duraklama, içindekilerle birlikte bulanma ve donma.
ölüm, yaşamın karşıtı olarak değil parçası olarak vardır

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
İstibdat bitti diye sevinen, şimdi çoktan ölüler diyarına göçmüş bu halkın, bu topraklarda istibdatın hiç bitmeyeceğini, biri bittiğinde yenisinin başlayacağını, bu topraklarda yalnızca istibdatın yetişebildiğini bilmediklerini düşünüyordu.
Sayfa 344Kitabı okudu
“ O akşamı hiç unutmadım “ demişti, “ orada titreyerek otururken gelecekle alakalı hiçbir ümidimin ve hayalimin kalmadığını görmüştüm ve neyi anladım biliyor musun, insanın hayallerini kaybetmesi kadar kendisini utandıracak hiçbir şey olmadığını… Hayallerini kaybettiğinde öyle bir ihanete uğramışlık hissi sarıyor ki seni, haini aradığında kendini görüyorsun, kendi kendinin haini oluyorsun. “
Sayfa 143Kitabı okudu
Reklam
Ölüyorum dostlarım Bu kez son durak Ama beğenmezsem geri gelirim Ölümü de öğrenmiş olarak
Sayfa 169Kitabı okudu
Meryem uykuya dalmadan önce, "Bibi" dedi, niye horozlar ötmüyor artık?" " Horozlar hep öter!" dedi bibisi," Ama bazı insan duyar, bazısı duymaz. " Meryem," Ben artık duymuyorum" dedi. "Sabah olmasını istemiyorsun da ondan"
Boşver sen dünyayı. Yarın yel savuracak toprağımızı, içelim, hoş geçsin üç nefeslik ömrümüz.
Sayfa 430Kitabı okudu
Yalnızca bir filmdi biliyordu. Çünkü gerçek hayatta boynunda halat olan herkesi asarlardı.
Sayfa 340Kitabı okudu
meraklanma, her boynunda halat olan asılmaz.
Sayfa 340Kitabı okudu
Reklam
" Fanatik!" Yüzü ciddileşiyor. "Fanatik der ki herkes hatalı, ben haklıyım. Zişan der: Herkes haklı bu alemde, ben hatalıyım. Benim gibisi nasıl fanatik olabilir?"
Sayfa 299Kitabı okudu
Yok, altın değilmiş İstanbul'un taşı toprağı. Hiçbir yerin değilmiş ya. Peşinden gidilecek rüyalar yokmuş hayatta. Öyle şeyler yalnızca peri masallarında olurmuş. Gerçek dünya, içindeki gerçek insanlarla, toprağa bulanmış şekere benzermiş. Tadı güzel olsa da yenmeyecek türden.
Sayfa 192Kitabı okudu
Cesur bir isimdi, gururlu bir isim... Yüksek zevklere bir hayat boyu bağlılığı, sıradanlıkla araya havalı bir mesafe koymayı anlatan bir isim... Bir entelektüel, bekaretini parkta bir askere verebilir, sonra da geçmişe dönüp olaya ironi ve keyifle uzaktan bakmayı öğrenebilirdi. Bir entelektüelin, sarhoş olduğunda külotunu gösteren bir annesi olabilirdi, ama entelektüel bunun kendisini rahatsız etmesine izin vermezdi.
Sen aslında bu aşkın yaşanmasını istemedin. İtiraz etme! Birisini sevmek yetmez. Cesur bir aşkla seveceksin. Öyle bir seveceksin ki ne bir hırsız, ne herhangi bir niyet veya yasa; evet, ne tanrısal ne de dünyevi hiçbir yasa bu aşka engel olamasın. Biz birbirimizi gözü pek bir aşkla sevmedik... Sorun buydu.
Artık tutunmakta bile güçlük çekiyordum, çok yorulmuştum ve eğer altı buçukta talimi bitirip adadan ayrılmamış olsalardı, iyice olgunlaşmış bir şeftali gibi aralarına düşebilirdim! Oysa ne ben bir şeftaliydim ne de o ağaç bir şeftali ağacı!
Sayfa 154Kitabı okudu
Çünkü yola çıktığınızda tek ihtiyacınız, inanç ve size inanan birkaç kişiden başka bir şey değildi, adımlarınızı temiz attığınız sürece gerisini hayat mutlaka verirdi.
Sayfa 191Kitabı okudu
Reklam
" Sen hiç aşık oldun mu Ali?" " Tabii Amirim, şimdi bile kız arkadaşım var" diye yanıtladı beni. "Kız arkadaşından söz etmiyorum Ali, aşktan söz ediyorum. Gerçek aşktan, insanı katil eden, rezil eden, insanlıktan çıkaran aşktan söz ediyorum."
Sayfa 130 - Başkomiser NevzatKitabı okudu
Buradayız. Gelgitte yüzmek, yeryüzünde yürümek ve ayaklarına değdiğini hissetmek böyle bir şey. Yaşamak böyle bir şey.
Sayfa 392 - KirkeKitabı okudu
Bu kadar basitti. İstiyorsan madem, yapacağım. Mutlu olacaksan, seninle geleceğim. Bir yüreğin çatladığı bir an var mıdır? Ama çatlak bir yürek yeterli değildi ve ben bunu bilecek kadar akıllanmıştım. Onu öptüm ve orada bıraktım.
Sayfa 388 - KirkeKitabı okudu
... insanı kendisine götüren köprü çok incedir, çok dar. Bir tek kendisinin geçmesine izin verir. Kan bağı bir imtiyaz değildir bu yolculukta. Aksine çoğu zaman aşılması zorlu bir engeldir, kırılması zor kalın halkalardan oluşmuş bir zincir. İnsanın elini kolunu öyle bir bağlar ki, hiçbir zaman kurtulamazsın.
Sayfa 255Kitabı okudu
Mevlana
dünle beraber gitti cancağızım ne kadar söz varsa düne ait Şimdi yeni şeyler söylemek lazım.
Sayfa 109Kitabı okudu
Reklam
Büyük maksatlar mevzu-ı bahs olurken ferdin namusu kuru bir gururdur.