Tabakhane'nin adı debbağhane'den geliyor. Deri tabaklanan, yani hayvan postlarının yaş ya da tuzlan mış olarak gelip çeşitli aşamalardan sonra tabaklanmış/bit miş deri haline geldiği yer. Debbağ da eski dilde deri işleyen kişi demek. Osmanlı döneminde deri tekeli Safranbolu' day mış. Deri kıl, yağ ve et tabakalarından mekanik olarak temiz lendikten sonra kimyasal olarak işlendiği aşamaya geçilirmiş. Derinin yumuşak, kıl köklerinden arınmış, gözenekleri açık, ince, homojen olması için gerekli bir enzim varmış, ki o da dumanı tüten taze köpek dışkısında saklıymış. Bakınız o yıllarda bu iş için köpek çiftlikleri kurulur, bin lerce köpek beslenirmiş. Dışkıyı sıcak ve kurumadan yetiştirmek önemli olduğundan, çoluk çocuk dahil halk, ellerinde tenekeler, maşrapalar, köpek dışkısı toplar, koşa koşa tabak hanelere yetiştirirmiş. Hatta Safranbolulu bu zanaatkarlara sitem etmek isteyenlerin kullandığı dabbak mısın it bokuna muhtaçsın sözü de buradan geliyormuş