El-Enbiya suresinin otuzyedinci ayetinde mealen şöyle buyuruluyor: İnsan aceleden yaratılmış[tır]. Size ayetlerimi göstereceğim. Benden onu acele istemeyin! Zihin ülkesinde yaşayan, ölen insan bu ülkenin düzenini kendi hevasına uyarak tertiplemeye kalkar ve iradesiyle bu ülkenin hareket istikametini belirleyebileceği zannına kapılırsa acelecilik etmiş olur. İnsanın zihin etkinlikleri sebebiyle kendini ve hemcinslerini felakete sürükleme macerası böyle başlar. Oysa bekleyenler sadece bekleme sabrını ve metanetini gösterenler iyinin, doğrunun, sahicinin, güzelin ve faydalının birbirine ne zaman, nerede denk düştüğünü görme fırsatına kavuşurlar.
İnsan olarak isteklerimizin ihtiyaçlarımızdan önde geldiğini söylemek daha doğru değil mi? Evet, daha doğru.
Reklam
Şükreden düşünce, sonuç ne olursa olsun sanata bağlanmanın sağladığı yoğruluşun kendi başına bir değer olduğunu anlamama vesile oluyor. Bırakın sanat dışı alanlarda incelikli ve nüfuz edici bakışı sanatla uğraşmış olmanın bir armağan olarak verişini, sanat insana kendini daha baştan bir armağan olarak veriyor. Öyle ki bir sanat başarısı elde edememek sanata bağlanma gerçekleştiği taktirde bir çöküş, çözülüş, yozlaşma değil, sanatı tanıyor olmanın yüksek duygularını, irtibatlı olmanın hareket gücünü, seçerken seçilmenin esenliğini getiriyor. Kanzler olacağımı bilseydim Kavgam'ı yazmazdım diyen Hitler de, romanın gözden düşeceğini bilseydim roman yazmazdım diyen Sartre de belli ki sanatın verebileceğini almaya yönelmemişler; onlar (ve onlar gibi niceleri) sanat aracılığıyla neleri gasp edeceklerini hesaplamışlar önce.
Hadis-i Şerifte "Din nasihattir" buyurulmuştur. Nasihat, yani öğüt. Öğüt almak öğütülmeye açılmaktır. Öğüt verenin bunu yapabilmesi, ancak önceden öğütülmüş olmasıyla sağlanır. Yani öğüt alıp verme sürecinde her iki taraf da hem beden, hem kumaş, hem tezgâhtır. Her iki taraf da öğrenmeyi öğrenme işlemini yapısında barındırır. Biri oldurdukça olur, diğeri oldukça oldurur. Birinin dokuduğunu diğeri giymez.
Toplum mekanizmasının işleyişi hususunda ne kadar çok şey bilir, ne kadar çok şey öğrenirsek, ne kadar büyük imkânı kullanabilir durumdaysak o kadar duyarsız oluruz.
25 AY - 274 KİTAP
Ocak ayını 8 kitapla tamamlamış bulunuyorum. #Tavsiyeniteliğinde okuduğum kitapları bırakmak istiyorum. Herkese keyifli okumalar dilerim😊 (En alta geçen 24 ayın kitaplarını da bırakacağım. Yorum, fikir ve düşüncesini merak ettiğiniz kitapları sorabilirsiniz.) OCAK AYI 1-)Ansızın Yola Çıkmak(Rasim Özdenören) 2-)Ölüm ve Ötesi(İmam Gazali)
Reklam
983 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.