"İşlevselciliğin bazı türleri nihayetinde zafere ulaşabilir (aslında bu kitap da işlevselciliğin bir türünü savunacak), ama kesinlikle ilk bakışta korkunç görünüyor. Hiçbir makine, şarap tadıcısı bir insanın beyin süreçlerini ne kadar doğru taklit ederse etsin, bir şarabı, bir Beethoven sonatını veya bir basketbol maçını sevme kabiliyetine sahip olamaz gibi görünmektedir. Sevmek için, bilinçli bir şey gerekir, bu şey hiçbir makinede bulunmaz. Ama elbette beyin de bir makinedir, kalp, ciğerler ya da böbrekler gibi bütün yetilerinin nihayetinde mekanik olarak açıklanacağı bir organdır. Bu iddia, seven, beğenen şeyin beyin olmadığına ikna eder gibi görünüyor; beğenmek zihnin sorumluluğundadır (veya zihnin ayrıcalığıdır). O halde, beynin mekanizmasını, silikon tabanlı bir makinede yeniden üretmek, gerçek bir takdiri de üretir, ama bu, en iyi ihtimalle, beğenmenin bir yanılsaması veya sanal taklidi olabilir."